Maldivler-Male-2
Evet nerde kalmıştık. 🤔 Maldivlerin Başkenti Male’nin haritaya göre sağ yarısını- Doğusunu gezmiştik. Bugün yine 12 Ocak 2020 sol yarısını-Batısını gezeceğiz. Grup arkadaşlarımızla anlaşıp 1 $’a taksi kiralayıp bindik. Turist kandırmayı öğrenmişler bile konuşmamızda Hulhule adasını gezmek de vardı, tamam bu kadara anlaştık dedi adayı tam tur yapıp bizi yine Cumhuriyet meydanında bıraktı. Neyse görmediğimiz yerlere gittik fena sayılmaz. Bilgisi de fena değildi habire anlatıyor. Unutmadan İngilizlerin sömürgesi olan her yerde olduğu gibi Male’de de trafik soldan işliyor, arabaların direksiyonu da sağda.
Başkanlık sarayı Mulee’aage’e geldik. Kapı duvar ama nöbetçi falan yok.

Kapıdaki tanıtım panosunda yazılan bilgiler; Kültürel miras sayılan Mulee’ge; ‘Muli’nin yeni evi’ anlamına gelir. İlk en eski bina Sultan III. Muhammed Shamsuddeen’in atalarının evi Mule’ge’dir ve 300 yılı aşkın süredir Sultan Dhon Bandaarain’in konutu olduğu için Dhon Bandaarain olarak da bilinir.
Fotoğraftaki bu yeni bina Mule’ge’nin yerine Sultan III. Muhammed Shamsuddeen Colombo Kraliyet kolejinde (İngiliz sömürgesi dönemi) okuyan oğlu Prens Hassan Izzuddin’e kraliyet sarayı olarak yaptırmış adını da Henveriu Ganduvarı demiş. Muli’li Kathib Mohammed Thakurufaanu tarafından 1914 yılında başlanan ve Maldivler’in geleneksel mimari yapısı örnek alınarak yapılan bina Prensin 1919 yılında Male’ye dönüşü denk getirilerek bitirilmiş.
Kendisine saray olarak yapılan bu binayı Prens hazretleri eğlence mekanına çevirince sürgüne yollanmış. Gerçek anlamda kraliyet sarayı olarak değil hep konut olarak kullanılmış. Sultan III. Muhammed Shamsuddeen de kraliyetten ayrıldıktan sonra burada oturmuş. Demir kapının önünde hatıra fotoğrafı çekildikten sonra ben kameramı demir kapının arasından uzattım bu kareyi alabildim. 😓 Yassah hemşerim diyen çıkmadı. 😅😅

1939 yılında Henveriu Ganduvarı olan adı Prens Hassan Faraed Didi tarafından Mulee’aage olarak değiştirilip İçişleri ve Savunma Bakanlığı olarak kullanılmış. Kraliyet 1952 yılında bitince Didi bu kez Cumhurbaşkanı olup burayı hem ofis hem de konut olarak kullanmış. İngilizler dönemi Kraliçenin yetkili kişisi de burayı idari bina ve konut olarak kullanmış.
Çeşitli yıllarda rejim sistemi değişse de konut Başkanlık konutu olarak kullanılmaya devam etmiş. Halen Cumhurbaşkanı olan Ekselansları İbrahim Mohammed Salih 2018’den beri konut olarak kullanmaktadır diyor rotamızı tarihi değeri büyük Male’nin en eski camisi Hukuru Miskiiy’e çeviriyoruz.
Hukuru Miskiiy-Cuma Camii; 1153 yılında ilk Müslüman Sultan Muhammed Bin Abdullah’ın yaptırdığı Hukuru Mıskiiy 1656 Yılında Sultan İbrahim I. İskender tarafından yıktırılmış. Gerekçesi de namaz kılmaya gelen halk için yeterli değil cami çok küçük. Yeni bir Hukuri Miskiiy camii yapılmasını emretmiş. İki yıl süren caminin dış yapımında sadece mercan kullanılmış.

Mercanlar bizim lüle taşı gibi yaşken yani donmadan önce istenen şekilde işlenebilir kuruyunca taş gibi sağlam olurlar. İç mekan ahşaptan yapılmış. Rivayete göre de ahşaplar parçalanmış gemi enkazlarından temin edilmiş. İç mekandaki bu ahşaplarda Kur’an’dan ayetler işlendiği için camide imamların Kur’an dersi verdiği de düşünülüyormuş. 1668’de Mekke’den dönüp hacı olan Sultan İbrahim camiye bir de minare inşa ettirmiş. Kapı girişinde upuzun beyaz bir silindirik yapı tepesindeki hoparlörü görseydim minare der fotoğrafını çekerdim. İkaz eden de olmayınca farkına bile varmamışım. 🤦♀️
Yıkılan ilk caminin kıblesi o zamanlar Budizm olduğu için doğuyu, güneşin doğuşunu görecek şekilde işaretliyken yerine yapılan yeni Hukuru Miskiiy’in kıblesi kuzeybatıya, Mekke’ye bakacak şekilde hesaplanıp yerdeki bir levhaya işaretlenmiş. Caminin içine girmedik ama minberi ve abdest almak için su kuyusu da varmış. Hukuru Miskiiy 17. yüzyıldan kalma türbe ve güzel mezar taşları ile çevrili. Camiye en yakın bu türbe Sultan İbrahim I. İskender’e ait.

Alttaki fotoğraflarda görülen türbelerden soldaki İbrahim Sultan’a sağdaki de Dhiyamigili Sultan’a ait. Öndeki mezar taşlarının sivri olanları kral ve prenslere yuvarlak olanların da Prenseslere ait olduğu sanılıyor.

Buradaki türbe de yine eski Sultanlardan Dhevvadhoo Sultana ait.

Maldivler kültürünün en belirgin özelliklerini taşıyan ve en eski yapısı olan Hukuru Miskiiy yapıldığı günden beri de ibadete açık. Bu çok özel camiyi 2008 yılında Unesco Dünya Mirası Geçici listesine almış.
Taksi ile gezmeye devam. Adanın diğer tarafında ki yapay plaj ve sosyal tesislerin olduğu Rasfannu’ya geldik. Diğer plaja göre daha canlı bir yer. Bu yazıları paylaşıyorum zira çok enteresan şekilleri var. Alfabelerinin adı yani yazım şekillerine Thaana diyorlar ve 16. yüzyılda Arap harflerinden geliştirmişler.
Kadın ve adamın giysili oluşuna dikkat.

Çok güleç yüzlü insanlardı fotoğraf çektirmekten kaçınmadılar. İkizlere bayıldık.

Oyalanmaya vakit yok güneş zaten tepemizde yine yola devam. Biraz daha ilerde geçerken gördük sıra sıra hamaklar 🤔 keyfe bakın günbatımı 🌅 izleme mekanıymış. Ah keşke imkan olsaydı da biz de o keyfi tatsaydık. 🤷♀️
Çok değişik bir yere geldik. Burası yukardaki plaj fotoğrafında görülen gökdelenin arkası. Metal sütunu görünce şaşırdık. 2004 yılının Aralık ayında Endonezya’nın Sumatra adası merkezli deprem 8.9 şiddetindeydi. Depremin yarattığı 10 metrelik tsunami Maldivler dahil 8 ülkede 25 bin can almıştı. TV’den izlemek bile korkunçtu. Evet Male’nin yaşadığı tsunami faciasında hayatını kaybedenlerin anısına dikilmiş bir anıt olduğunu gördük, öğrendik ve ölenlere rahmet diledik.

Çevrede çokça balıkçı teknesi vardı. Şansımıza burada hamakları gördük, siz de bakın ne güzel koltuk hamak demek daha doğru olacak.

Yola revan olduk. Şoför vakit doldu lafları ediyor şimdi geçtiğimiz cadde Boduthakurufaanu caddesi dümdüz gidince bu güzel kapıdan girip Sinemale köprüsünden Hulhule adasına geçiliyor. Hulhule adasında bizim indiğimiz havalimanı İbrahim Nasir -Velena var. Male’nin dünya ile irtibatını sağlayan tek havalimanı. Adını da Hulhumale isimli kertenkeleden almış.

Bu güzelim köprüden geçmeyi hayal ederken sola sapıp bizi aldığı yere bıraktı. Biz de soluklanmak için bir Kafe’ye girdik. İnternet vardı çocuklarla görüntülü konuştuk. Etraftan bakınırken motorların birbirine çarpmadan geçişlerini izledim.
Maldivler ‘in başkenti Male gezimiz böylece bitmiş oldu. Gemimiz Hindistan-Bombay’dan dönüp tekrar Male’ye gelecek. İstanbul’a dönüş uçağımız yine Velena Havalimanından olacak. Maldivlerin meşhur balayı turizmine ev sahipliği yapan atol- adalarından biri olan Kani’ye son gün gittiğimiz için dönüşte anlatacağım. Gece Hint Okyanusu’nda seyir halinde olacağız ve 3. gün olacak. Yolumuz Sri Lanka- Colombo.

Biz Costa Victoria’ya doğru gidiyoruz. Siz en iyisi benden ayrılmayın zira bu gezi bol fotoğraflı ve çok renkli. Sri-Lanka’da görüşünceye kadar sağlık ve sevgiyle kalın. 💞💞💞