CRUİSE ile MALDİVLER * SRİ LANKA * HİNDİSTAN-3

Sri Lanka- Kolombo

     Evet seyahatimizin 3. günü Hint Okyanusu’nda geçti. Costa Victoria’da 4. gündeyiz 14 Ocak 2020 ve sabah saat 07:00. Gemi, Sri Lanka’nın başkenti Kolombo’nun batı Eyaletindeki limanına demirlemek üzere. 😌

Sri Lanka- Kolombo Limanı
Sri Lanka- Kolombo Limanı

Hediyelik eşya tezgahları hazırlık yapmaya başlamışlar bile. Manzara çok renkli.

Resmi adı Sri Lanka Demokratik Sosyalist Cumhuriyeti, ama 1972 yılından önce hepimiz Seylan olarak bilirdik. Seylan adı da Zeylanicum- Tarçın’ın Latince isminden gelir. Hint Okyanusu’nda Hindistan’ın altında göz yaşı damlası gibi duran bu ada ülkenin yüz ölçümü 75.000 km²’dir. Sri Lanka 20 milyonu aşmış nüfusu ile de 9 eyaletten oluşmuştur. Bizim adını bildiğimiz Tamiller Kuzeyde yerleşmişler. Başkenti 2 milyon nüfuslu Kolombo’ dur. Para birimi Sri Lanka Rupee’sidir. Dini açıdan zengin bir mozaiğe sahip. Öyle ki, Budizm başta olmak üzere, Hinduizm, İslamiyet ve Hıristiyanlık eşit şekilde dağılmıştır. İşte bir tane ilginç yapısı ile Budist tapınağı-Stupası karşımızda duruyor. Sambodhi Chaithya.

Sri Lanka- Colombo Limanı
Sri Lanka- Colombo Limanı-Sambodhi Chaithya Buda Tapınağı

Toplam yüksekliği 80 metre olan bu Stupa Budha’nın Nirvana’ya ulaşmasının 2500’üncü yılı anısına 1956 yılında yapılmış. İçinde vaaz salonu da olan stupalara Chaithya deniyor. 11 katlı bu yapıya 258 basamakla çıkılıyor. Biz vakit kalırsa gideriz dedik. Ama kısmet olmadı. En kötü havalarda bile gemiler tarafından görülecek şekilde tasarlanmış.

Sri Lanka 500 yıl boyunca Avrupa güçleri arasındaki rekabetin merkezi olmuştur. Cazibesi elbette ki doğal güzelliği olduğu kadar ipek ve özellikle baharat yolundaki en önemli doğal limana sahip oluşudur. İngilizlerin el attığı yerlerden biri de Sri Lanka’dır. Sadece İngilizler değil elbette bir dönem tarçın aramaya gelen Portekizlilerin sömürgesi oldular. Onlardan kurtulmak için Hollandalılardan yardım istediler dolayısıyla bir dönem de Hollandalıların ve en sonunda da İngiltere’nin sömürgesi oldular.

Seylon- Seylan adını kullanan İngilizler yayılmacılığı çok kurnazca yaparlar. 😉 Şirin gözükmek için İngilizceyi resmi dil yapıp, köleliği de kaldırdılar. Müslüman halkı güvenli bulup arka çıktılar ve dinlerini yaşamaları için bazı kolaylıklar sağladılar. Sonra 19. yy’da İngilizler kahve yetiştiriciliğine başladılar ve Seylan kahve ihracatı ile meşhur oldu. Bir dönem kahveye mantar hastalığı gelince kahveden vazgeçip yerine çay ekmeye başladılar. Çayı 1830 yıllarında bir İskoçlu üretici getirmiş. Çay yetiştirmede hayli de başarılı olunmuş. Bu kez de Seylan çayı meşhur olup kahvenin sonunu getirmiş. Ama Sri Lanka hala tarçın üretiminde ve dünya tarçın ticaretinde %75 ile ilk sırada yer alır.

İlk geçim kaynakları pirinçtir, suyun aşırı sıcakta uçması ile devrilen pirinç bitkisine su sağlamak için barajlar bile inşa etmişler. Gittikçe yükselen ekonomisi; çay ve tekstil olsa da turizm ve değerli taşlarını unutmamak gerek.

İngilizler; 1947’de Hindistan’a bağımsızlığını vereceğini açıklayınca Sri Lanka biz de istiyoruz der ve İngilizler 1948’de onlara da bağımsızlıklarını verir. Seylan adı uzun yıllar sonra 1972 de resmen Sri Lanka olmuştur. Resmi dilleri artık Sinhalese’dir. Tamillerle kavga dövüş yapsalar da işler durulmuşa benziyor.

Colombo;

Kelani nehri ağzında, doğal bir liman şehri olan Colombo’ya bu adı Portekizliler vermiştir. Portekizliler Sri Lanka’ya geldiklerinde çokça güvercinle karşılaşmışlar ve buraya güvercinlik anlamında Colombo demişler. Latince: Columbiformes güvercinler demektir. 

Efsaneye göre, 500 yıl önce burada yaşayan ilk yerli halk Sinhalese’lerdir. MÖ 260 yıllarında adaya Mahinda adında bir Budist gelir ve Mahinda onları Budizm ile tanıştırır. Sonrasında Budizm Sinhalese kültürüne iyice yerleşmiştir. Bugün Sri Lanka’nın %70’i Budist’tir ve Budizm resmen kabul görür bir öğretidir hatta resmi olarak da kabul edilmiştir.

Şimdi otobüsle şehri panoramik olarak gezerken sömürge döneminden kalma yapıları göreceğiz. Fotoğrafların bir kısmı şehri tanımak adına otobüsten iPhone ile çekildi haliyle camlar kirli ve ön cam silecek engeli vardı PS de beni epey uğraştırdı, ama yine de güzeller ve en azından şehir hakkında fikir veriyorlar. Bir şehri tanımak için sokaklarını gezmek, çarşı-pazarını insanların yaşamını da gözlemlemek gerekir diye düşünüyorum. Fotoğrafların bir kısmı sevgili eşim Önder’e ait. Sonsuz teşekkürlerimle. 😍

Colombo
Colombo-Liman çıkışı

Fi tarihinde bir kaleye ev sahipliği yapmış buraya kale kalmamış olsa da Fort deniyor. Bölge daha çok Kolombo’nun kültür ve ticaret merkezidir. Resmi daireler ve bankalar ile daha da önemli hale gelince çevrede görülen bu yapılaşma hız kazanmış.

Kolombo Menkul Kıymetler Borsası, dünya ticaret merkezi hep buralarda. Yerel rehber İngilizce anlatıyor bizim rehberimiz de bize tercüme ediyor. Hala İngilizlerin yaptığı alt yapıyı kullanıyorlarmış. Sömürge dönemi yapılarla karşılaşmaya başladık. Bu saat kulesini İngilizler deniz feneri olarak yapmışlar. Solundan geçip gidiyoruz. Ah evet burada da trafik solda, arabaların direksiyonu sağda. 😁 

Sri Lanka- Colombo- Deniz feneri
Sri Lanka- Colombo- Deniz feneri

Yolumuz başkanlık sarayından geçti ama çok korunaklı ve demir kapısı kapalıydı. Çok güzel tarihi yapıları olan zengin bir caddeden geçiyoruz her taraf banka dolu. Sağımızda İndian bank devamında hem Çin hem İngiliz bankası olan muhteşem bina Cargills Ceylon Ltd. Bu nasıl bir güzelliktir! Adamlar sömürdükleri her yeri ihya etmişler az bir restorasyonla hala yeni gibi ayaktalar.

Kolombo- Cargills Ceylon Ltd.
Kolombo- Cargills Ceylon Ltd.

Başka bir caddedeyiz soldaki tarihi bina ünlü Grand Oriental Hotel. GOH diye anılan otelde kalmak için hayli zengin olmak gerekiyormuş. 🤑🤑🤑 Ve önünde yine  Grand Oriantal Hotel’in yaptırdığı sömürge döneminde Rickshaw’da (çekçek arabada) bir tüccar temsil edilmiş. 

Sir Baron jayatilaka Mawatha’da (cadde) karşımıza yine bir kavşakta saat kulesi çıktı. Khan Saat Kulesi 20. yy da Hindistan Bombay’dan Kolombo ‘ya gelip yerleşen ve burada petrol kuyuları çalıştıran tanınmış ve zengin bir aile olan Framjee Bhikhajee Khan’lar tarafından yaptırılmış. Kule’nin şimdi akmayan bir de çeşmesi var, fotoğrafta görülüyor. Khan ailesinin iki oğlu babalarının 45. ölüm yıldönümü anısına yaptırmış ve Kolombo halkına şükranlarının bir ifadesi olarak adamışlar. Kolombo’nun ticaret bölgesi olan Pettah Market’e girişi gösteren sembol bir saat. 

Kolombo- Khan saat kulesi
Kolombo- Khan saat kulesi

Kolombo’nun ticaret bölgesi olan Pettah Market’e doğru Khan saati solladık, keşmekeş bir trafikle gidiyoruz. Pettah kalenin dışı anlamındadır. 

Kolombo- Sea Beach Rd.
Kolombo- Sea Beach Rd.

Sağ taraf, dar sokaklarla ticarethanelerin olduğu yerlere çıkıyor. Bir iki dönülmez yoldan sonra güzel bir yapıya yine bir camiye gidiyoruz. Kırmızı Cami- Jami-Ul-Alfar Mosque veya kapısında yazdığı gibi Al Masjidh al Jamiul Alfar.

Geniş bir caddeden geçiyoruz. Kırmızı camiye gitmek için hayli yön değiştiriyoruz.

Nihayet otobüsten fotoğraf çekmek için indik şükür. Al Masjidh al Jamiul Alfar Camii Müslüman iş merkezlerinin olduğu yerde İngilizler döneminde yapılmış 600 yıllık bir camidir, kapıda yazan 1908 restorasyon yılıdır. Ticaret için dışardan gelen iş adamlarının ve yine Hindistan’dan gelen Müslümanlarında ibadet etmesi için İngiliz mimarisi ile Sri Lanka’nın kırmızısı örnek alınarak inşa edilmiş hayli görkemli bir cami. Günlük program dolu olunca ve trafik müsaade etmediği için gezmek ne kelime ezilmeden otobüse bindiğime bile şükrettim. 😁

Kolombo-Al Masjidh al Jamiul Alfar-Kırmızı Cami
Kolombo-Al Masjidh al Jamiul Alfar-Kırmızı Cami

Pettah bölgesi ticaret bölgesi demiştik. Rengarenk albenisi çok bu caddeyi yine de fotoğraflarla anlatmak isterdim. Görünüşe göre bizim İstanbul’daki Kapalı Çarşı, İzmir’in kemeraltı çarşısı gibi ne ararsan bulabileceğin daracık sokakları var. Trafik zorlayınca hemen otobüse bindik. 🤷‍♀️ Aynı yollardan tekrar geçerek giderken bir, iki sokak sonra durma imkanı olmayan daracık bir sokaktan geçerken inanılmaz renkli maviler içinde bir Hindu Tapınağına denk geldik ama durmadık. 😥  Kolombo’daki en eski, en büyük bu tapınak Shiva ve Ganesh’e adanmış adı da Sri Kailawasanathan Swami Devasthanam Kovil Temple. 

Kolombo- Sri Kailawasanathan Swami Devasthanam Kovil Temple
Kolombo- Sri Kailawasanathan Swami Devasthanam Kovil Temple

Panoramik gezmeye devamla karşımıza bir çan kule daha çıktı derken onun da bir Budist stupa olduğunu gördük. Budizmin resmi öğreti olduğunu söylemiştim sanırım daha çook tapınak ve stupa görecek ve gezeceğiz. Stupa daire şeklinde bir alan üstüne şemsiye veya buradaki gibi çan şeklinde yapılmış çatılı dini mekanlardır. Budha’yı yüceltmek adına yapılırlar içinde dini emanetler sergilenir. Aynı zamanda tapınaktır. Şanssız diyor yerel rehber trafiği çok yoğun ters bir yerde olduğundan ziyaretçisi diğerlerinden azmış.🤔

Kolombo-Sri Sambuddhaloka Maha Viharaya
Kolombo-Sri Sambuddhaloka Maha Viharaya -Stupa

Yapılaşma o kadar hızlı ki, her taraf inşaat dolu. Carlton Ritz bile muazzam bir rezidans inşası başlatmış. 

Karşımıza  kavşakta güzel bir bina çıktı. 1864 yılında İngilizlerin General Hospital olarak kurdukları Kolombo’nun 3000 yataklı önemli Devlet hastanesiymiş. Kavşağı dönünce bu kez de bembeyaz bir saat kulesi ile arkasında yine güzel yaldızlı binalar göründü ki onlar cami olmalı. Bakalım rehber ne diyecek.

Evet gerçekten o güzel binalar yanında türbe olan çok özel cami Dewatagaha Mosque. Yerel rehberden derlediklerimle Dewatagaha Camii 1847 yılında Kolombo’ da  inşa edilen en eski camidir. Yanındaki türbe de her dinden insanların önem verip ziyaret ettiği ve Hz. Muhammed tarafından Sri Lanka’ya gönderildiğine inanılan Evliya, Seyedina As-Sheikh Seyed Usman Siddique Ibn Abdurrahman’ın türbesidir.

Kolombo-Dewatagaha Mosque
Kolombo-Dewatagaha Camii (Mosque)

Hikayeleri severim bilirsiniz bu caminin de yapılışı ve adı ile ilgili güzel hikayesi var. Efendim çoğu hikayelerde kadın baş roldedir ya bu kez de öyle. Budist bir sinhala kadını geçimini Müslüman müşterilerine Hindistan Cevizi yağı satarak sağlar. Her gün Kolombo’nun tarçın ağaçları ile dolu ormanından koşarak geçer ve Maradana’daki pazara gidermiş. Ama bir gün ormandaki Kaju ağacının köküne takılıp düşmüş ve elindeki yağ küpünü kırmış. Her taraf yağ içinde, ormana saçılan yağları toplamak ne mümkün. Çaresizce bir ağacın dibine oturup ağlamaya başlar. 

-Ben şimdi eve nasıl giderde küpü kırdım yağ yok, para da yok derim diye ağlamaya başlar. Ağlar, ağlar uyuya kalır. Bir çıtırtı duyup uyanır. Yalnız olduğunu zannederken Dewata Gaha’nın (geçit yakınındaki bir ağaç anlamına gelir) yanında duran yeşil giysili, ak sakallı yaşlı bir adam görür korkar. 

Yaşlı adam ‘korkma, ağlama, sen koş bana yeni bir küp getir’ der. Kadın koşarak en yakın yerdeki mama dedikleri Müslüman bir kadının evine gider ve kendisine hemen bir küp vermesini ister, neden diye şaşıran kadına da gelince anlatırım der. Ak sakallı, yeni bir küple gelen kadına onu yere koymasını söyler ardından da kadının şaşkın bakışları arasında ayağını yere vurmasıyla yağ yerden toplanıp havada asılı kalır ve kadın küpünü doldurana kadar da öyle kalır. Ak sakalı adam kadına -şimdi küpünü doldurdun git ve bu olayı herkese yay, beni gördüğün bu yeri de Müslüman müşterilerine göster der kaybolur.

Kadın yağ küpünü kaptığı gibi koşar adım müşterilerine gider olayı anlatır. Kimse inanmaz tabii. Ama o ağacı da gösterince kanıt arayan Müslümanlar ağacın dibinde bir mezar etrafında da dökülmüş yağları görünce bu bir azizdir derler. Buldukları bu mezarın başına bir bayrak diker sonra da yanına bu camiyi yaparlar ve adını da Dewatagaha koyarlar.

Tabii ki azizin kim olduğu bilinmez. Mucizenin üzerinden tam 47 yıl sonra Maradana camii’ne  gelen başka bir din adamı bu mezarı ve mucizeyi duyar. Mezarı ziyaret edip dini bir takım kerametleriyle etrafta bulunanlara bu bir Evliyadır adı da (Seyed Usman Siddique Ibn Abdurrahman) Said Osman bin Abdurrahman’dır der. O gün bugündür tüm dinlerden insanlar ziyaret edip dilek adarlar. Fotoğrafta camiden fışkıran tarçın ağaçları görülüyor.

Kolombo-Şeyh Osman bin AbdurRahman Türbesi
Kolombo-Said Osman bin AbdurRahman Türbesi

Caminin etrafında döndük bu kez hemen arkasında  1927 yılında Fransızların yaptırdığı Belediye Sarayını görüyoruz. Bu güzellik yine arkadaki yüksek bina ile gölgelenmek üzere.

Kolombo- Belediye Binası- Town Hall
Kolombo- Belediye Binası- Town Hall

Belediye sarayının hemen karşında Victoria dönemine ait çok güzel bir parkın önünden geçiyoruz. Devasa boyuttaki altın Buda heykeli ve onu bekleyen bir de nöbetçi askeri var. Buda’yı bekleyen nöbetçi Buda’ya saygıda kusur edip arkasını dönenleri ikaz edermiş. Turistlerin fotoğraf çektirirken Buda’nın önünde duruşları onlara saygısızlık geliyor tabii. 😁

Kolombo-Vihara Maha Devi Park
Kolombo-Vihara Maha Devi Park

Burada da bir minik hikaye yakaladım. Park adını Kraliçe Vihara Maha Devi’den almış. Kraliçe’nin anlatacağım hikayedeki; ülkesi uğruna kendini tehlikeye atan cesareti ile Sri Lanka deniz kuvvetlerindeki kadın kolordusunun ambleminde yer almış. 

Vihara Maha Devi; Sri Lanka için önemli bir kral olan Dutugamunu’nun annesi, zamanın Kralı Kawanthissa’nın da sevgili eşiydi. Genç ve çok güzel bir prenses olan Vihara Maha Devi’nin babası Kral Kelanitissa işlediği affedilmez bir suçtan dolayı kendisi ve ülkesi Okyanusun dev dalgaları ile lanetlenir. Bu lanetin kalkması yani dev dalgaların adayı yutmasını önlemek için bir kurban gerekir. İşte prenses bu laneti kaldırmak, babasının krallığını kurtarmak için kurban olmayı kabul eder ve bir gemi ile Okyanus’un dev dalgaları arasına, enginlerine salıverilir. (Babalar ve kızları 💞💞) Gemi dev dalgalarla boğuşarak giderken Dovera, Kirinda’daki kıyılara ulaştığında Okyanus adeta süt-liman olur. Kıyıya en yakın liman da Ruhuna’dır ve onu yöneten Kral Kawanthissa’dır. Prensesin hikayesini öğrenip cesaretine hayran kalan Kral Kawanthissa ilk görüşte aşık olup onu sevgili Kraliçesi 👸 yapar. İki de çocukları olur. Oğul Dutugamunu’da 🤴 daha sonra Sri Lanka’nın en sevilen Kralı olur. Onlar erdi muradına biz devam edelim yolumuza… 😌

 Bir de parkın önünde yolları süpüren çöpçü kadına ve süpürgesine bayıldım.

Kolombo-Vihara Maha Devi Park
Kolombo-Vihara Maha Devi Park

Hemen yanındaki bu kuş yuvası görünümlü yapı; Nelum Pokuna Mahinda Rajapaksa Theatre- Sri Lanka’nın dört dörtlük, süper donanımlı sahne sanatları merkezidir. Bir ana oditoryum ve bir de açık hava amfi tiyatrosu var. Mimari yapısı gerçekten de çok güzel. Her türlü sanatsal etkinliğin yapıldığı gençlerin uğrak yeri. 

Kolombo-Nelum Pokuna Mahinda Rajapaksa Theatre
Kolombo-Nelum Pokuna Mahinda Rajapaksa Theatre

Panoramik gezi bizi bu kez başka bir tarihi önemi ve değeri olan Sri Lanka’nın bağımsızlığını anmak için yapılmış olan Independence  Square- Bağımsızlık anıtına ve meydanına getirdi. Binanın cadde tarafında İlk başbakanları ‘Ulusun Babası’ diye adlandırdıkları Stephen Senanayake’nin dört bir tarafı aslanlarla çevrili anıt heykeli vardı. Zaten bu binanın yapımını isteyip mimarlara ‘bu ülkenin tarihini ve yaşadıklarını en iyi şekilde anlatın’ diye emir veren ilk başbakan olan Senanayake’dir. Ön kısmında tadilat başlamış bizde olduğu gibi demir iskeleler konmuştu.

Kolombo-Independence  Square- Bağımsızlık Meydanı
Kolombo-Independence  Square- Bağımsızlık Meydanı

Cinnamon Gardens semtinde bulunan Bağımsızlık Meydanı’ndaki bu çok etkileyici bina Sri Lanka’nın İngiltere’nin boyunduruğu altında geçen 140 yıldan sonra ilk parlamentonun açılışını Gloucester Dükü Prens Henry’nin yaptığı yerde inşa edilmiş. Böylece Sri Lanka’nın İngiltere dahil diğer ülkelerce de neredeyse 500 yıl süren sömürülmesine son verilmiş olur. Parlamento yeni yerine geçene kadar senato ve meclise tören yeri olarak hizmet etmiş olan bina halen dini etkinlikler ve önemli toplantılar için kullanılıyor. Bahçesi de halkın gezdiği spor yaptığı güzel bir mekan.

Kolombo-Independence  Square- Bağımsızlık Meydanı
Kolombo-Independence  Square- Bağımsızlık Meydanı

Betonarme yapılan binanın dışı gücü temsilen sıra sıra aslanlarla çevrilmiş. Dört köşesinde de zenginlik ve refahı temsil eden adına ‘Punkasala’ dedikleri çanaklar var. Aslında tasarımında da bence bir gerçek gizli. ☺️

Şöyle ki; Sri Lanka’daki son krallık Kolombo’ya yakın bir yerdeki Kandy Krallığıdır. İlginç olan bu binanın tasarımının Kandy’deki zamanın kraliyet mahkemesi olan ‘Magul Maduwa’nın benzeri oluşu. 1815 yılında Kandy kabile reisleri egemenliklerini ve tahtlarını İngilizlere devrettikleri yer Magul Maduwa’ydı. Yani bence şimdi Magul Maduwa’da kaybettikleri hürriyetlerini Kolombo’daki bu benzer bina Independence Memorial’da geri almış oluyorlar.

Biz içeri girdiğimizde korumaların ve askerlerin ortalıkta dolaştığı çok özel olduğunu tahmin ettiğimiz bir toplantı yapılmakta idi. Zaten salon artık dini etkinlikler ve yıllık tatil kutlamaları için kullanılıyormuş. Salon her biri ayrı güzel ahşap oymalı 60 yakın sütun başlığı ile süslenmiş. Bu ahşap süslemelerin modeli 14. yüzyıl Gampola krallığının ünlü Embekke oymalarıdır. Bakınız duvarda Sri Lanka’nın tarihi gerçeklerini yansıtan kabartmalar da duvarları süslüyor. Slayt hazırladım bakması daha güzel.

 

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

 

Bağımsızlık salonunun altında müzesi de varmış ama kapalıydı. İçeriği genelde kralların ve kahramanların heykelleri ile eşyaları şeklinde. Fotoğrafta alt katta görünen sağlı sollu iki kapı müze girişiydi.

Kolombo- Independence  Memorial Hall- Bağımsızlık Anıt salonu
Kolombo- Independence  Memorial Hall- Bağımsızlık Anıt salonu

Tüm gezilerde olduğu gibi burada da vazgeçilmezimiz alış-veriş için rehberimiz bizi doğal taş satan bir mağazaya götürdü. Sri Lanka, yüzölçümünün küçüklüğüne rağmen dünyada var olan 85 değerli taşın 40 tanesini topraklarında barındırıyor. Artık o doğal taşları almak için yurtdışına çıkmaya gerek kalmadı Türkiye’de her şehirde bir değerli taş mağazası var. Benim ilgimi çekmeyen şeyler olduğu için ben de içerde ve kapı önüne çıkıp fotoğraf çekmekle meşgul oldum. Ama magnet almadan gitmediğim biline.🤷‍♀️ Size de seyirlik olsun.

Kolombo-Bauddhaloka Mawatha Str. Laksala
Kolombo-Bauddhaloka Mawatha Str. Laksala

Burçlara göre taşlar meraklıları için çektim. 😉

Kolombo- Laksala hediyelik Eşya Mağazası
Kolombo- Laksala hediyelik Eşya Mağazası

Bu masklar da duvar süsü. Hepsinin bir anlamı var.

Mayura Raksha-*Tavuskuşu*-Barış, Uyum ve Refah.         

Gini Raksha*Ateş*-Düşmanları yenmek ve dostluk.     

Naga Raksha*Kobra*-Bütün tehlikelerden korur.             

Gara Raksha*Gara* Söz ve göz nazarından korur.

Gurulu Raksha*Gurulu* güç ve şöhret getirirmiş…

 

Hayat dışarıda var şu renklere bakın. Aslında yaşam da hep böyle renkli olsa… Otobüsün markası beni eskilere götürmeye yetti. Hatırlayan varsa Leyland marka belediye otobüslerimizdi hani arka kapının yanında biletçi oturur size elindeki lastikle sabitlenmiş bileti keser verirdi. Yıl sormayın gari.😉

Kolombo- Bauddhaloka Mawatha Street
Kolombo- Bauddhaloka Mawatha Street

İki tezat görüntü. Varlık ile yokluk, zenginlik ile fakirlik mi? Yoksa kast sistemi mi? ne derseniz *O* 🤷‍♀️  Neyse yazıyı güzel keseyim. Audi’de şoför yok değil mi? 🤔 Ben göremedim ya siz? 😉 Direksiyon sağda olunca göremezsiniz tabii. 😁😁

Kolombo- Bauddhaloka Mawatha Street
Kolombo- Bauddhaloka Mawatha Street

Bugün tempo yoğun. Sırada daha iki güzel tapınak var çokça da fotoğraf. Bu güzellikleri, rengarenk görüntüleri izlemek için benden ayrılmayın derim. Arayı fazla uzatmam hemen dönerim. Hatta bir ip ucu verip kaçayım.

Colombo
Kolombo’da bir güzel.

Budist tapınaklarda görüşünceye kadar hoşça ve sevgiyle kalın. 😌 💞💞💞

 

NEPAL-Katmandu-Bölüm 2

Evet yeni bir yazıyla güne merhaba dedik… Aaa elbette esas sizlere merhaba… ☺️

Bugün tek şehir ama hayli dolu anlatım ve fotoğraf olacak sıkılacağınızı sanmıyorum zira hikayeler de fotoğraflar da çok güzel. Benden söylemesi. E hadin gari. ☺️

Katmandu Durbar Square; Bugün Katmandu’daki Durbar Square ( Durbar meydanı) diğer adıyla Basantapur Durbar Meydanını gezeceğiz. Birinci bölümde bahsetmiştim yineleyeyim; Durbar –kral demektir Square de meydan, yani Kral Meydanı. Katmandu Vadisi’nin 3 eski şehrinde de (Katmandu, Patan, Bhaktapur) birer “durbar meydanı” bulunmaktadır. Katmandu Durbar Meydanı, hepsi UNESCO Dünya Mirası Listesi olan Katmandu Vadisi’ndeki Nepal’deki üç Durbar Meydanından biri ve en ünlüsüdür. Meydan 1975 yılında Kral Birendra Bir Bikram Şah’ın ve 2001’de Kral Gyanendra Bir Bikram Şah’ın taç giyme gibi hala önemli kraliyet olaylarının merkezidir.  Kısaca; Katmandu vadisini Yaksya Malla üç oğlu arasında bölüştürmüş,onlar da birbirleriyle rekabet ederek bu yapıları ortaya çıkarmışlar.

Nepal’in geleneksel mimarisini izleyebileceğimiz çok güzel yapılar ve tapınaklar göreceğiz, adı tapınak ama içlerine girilmeyen tapınaklar. 😀Ben son derece heyecanlıyım, nasıl olmayayım ki; lise çağlarımın çiçek çocukları- Hippilerin yaşadığı yerleri göreceğim. Fotoğraflarını izlediğim yaşayan tanrıçayı göreceğim. Haydi o zaman (bizim hadi gari lafımıza alıştınız tabii ☺️) sizi mi kıracağım; Hadi gari gidive Alev 😂

Otobüsten indik, bir müddet yürümemiz gerekecekmiş yokuş yukarı çıkıyoruz, çarşı içindeyiz, etraf yine çer-çöp dolu, bir okulun önünden geçiyoruz, kolej gibi zira öğrenci kıyafetleri fazlasıyla düzgün.

1-IMG_2475
Katmandu

2-IMG_2473
Katmandu’da bir okul.

Pazar yeri gibi bir yerlerden geçiyoruz etrafın çöpüne alıştık artık, arkada üst, üste görülen sepetlerin içinde tavuklar vardı. 🙄 İnsanları ekonomik olarak çok zor durumda olsa dahi turistlere kötü bir yaklaşım yok rahatça geçiyoruz.

3-IMG_2474
Katmandu’da pazar yeri.

4-IMG_2476
Katmandu Durbar meydan’a gidiş yolu

Süslü tapınaklar görülmeye başlandı. Bizim gruptan biri fotoğraf çekiyor. 😉

5-IMG_2478
Katmandu Durbar meydan’a gidiş yolu

6-IMG_2479
Katmandu

Satıcılardan kaçalım derken hep beraber bir tapınağın içine girdik. Buranın adı Kasthamandap’mış. Çarpılma ihtimali çok yüksek olan bu yere gelene kadar doğru düzgün fotoğraf çekemeyince ve bu tapınağın da nasıl bir yer olduğunu anlatabilme adına Önder’in İphone-ile çektiği videodan bir kare ekliyorum. 😉

6A
KatmanduGüney batı giriş-Kasthamandap

Durbar meydana buradan bilet alarak giriliyormuş-yerli halka yok yani bizdekinin tersi-, yerel rehber bu işle uğraşırken ben de fotoğraf çekiyorum. Etraf peşimizi bırakmayan ama içeri de giremeyen satıcılarla çevrili… 😁 Önder’in peşini bırakmıyorlar alıcı olduğunu anladılar herhalde. Önder de habire two dolar diyor, onlar five dolar. Ben fotoğraf çekiyorum bir yandan da boş ver şimdi diyorum.Yok anlaşamadılar 😂😂😂

7-IMG_2487
Kasthamandap’ta satıcılar

Kasthamandap, Katmandu şehrinin kalbindeki Human Dhoka Durbar Meydanı’nda yer alan geleneksel Newar tarzındaki en büyük ve en eski 3 katlı bir yapı, ilk tarihsel bilgiye 1143 yılında ki yazıtlarda rastlanmış.Evet geçmişi kesin olmasa da Kasthamandap tapınağının, 12. yüzyılda tek bir ağacın dallarından Laxmi Narsingha Malla tarafından yapıldığı düşünülmektedir. Mevcut bina on yedinci yüzyılda yenilenmiş. Katmandu şehrinin adını bu tapınaktan aldığı söyleniyor. Kasthamandap ‘ahşap köşk’ anlamına geliyormuş. Bir de hikayesi var ama önce içini görelim.

8-IMG_2485
Kasthamandap – Baba Goraksnath(Şİva) heykeli ve  fotoğrafı

Burası hiç kutsanmadığı için tapınak sayılmasa da yerel halk tarafından epey önemseniyormuş. Zira fotoğrafta gördüğümüz heykel tanrı Şiva, altta resmi konmuş görülen de yine Lord Şiva’nın temsili resmi imiş. Dört bir tarafı açık ,her köşede fil şeklindeki tanrı Ganeşa’nın heykeli ve Hindu destanları, Binanın birinci kat kornişlerinin etrafında da ünlü Ramayana ve Mahabharata da resmedilmiş olarak görülüyormuş. Sonradan fark ettim ama fotoğraflayamadığım giriş kapısını da iki bronz aslan heykeli   korumakta…

Hikaye, efsane (her ne derseniz) seven,sevmeyen buraya. 😀😉

Guru veya Baba Goraksnath;  MS 11. Ve 12. Yüzyılda yaşamış olduğuna inanılan Hatha yoganın kurucusu bir aziz. Ayrıca Mahayogi, Mahaguru, Aadi Nath, Siddhayogiraj ve   (Tanrı Şiva) olarak da anılıyor.

Bengal’in efsaneleri Lord Shiva’nın keçeleşmiş saçlarından doğduğunu söylese de bu doğuşun anlatıla gelen bir hikayesi var. (Bu hikâye yabancı bir yazardan derlemedir.)

Vakti zamanında Matsyendranath adlı bir aziz, köyde evleri gezer insanları kutsar, onlara bilgelik bahşeder, sofralarına konuk olurmuş. Yine bir evi ziyarete gittiğinde ev sahibi kadın ona; bir çocuğu olmasını çok istediğini ama olmadığını söyler ve azizden yardım ister.Matsyendranath ona bir avuç kutsal kül verir ve onu yuttuğu takdirde bir çocuğunun olacağını söyler. Kadın konuyu anlatıp külü gösterdiği komşusu tarafından alaya alınınca üzülür ve külü gübre yığına doğru savurur.

Hikâye bu ya; on iki yıl sonra Aziz Matsyendranath geri döner ve kadına çocuğa ne olduğunu sorduğunda kadın külü gübre yığınına attığını söyler. Aziz gübre yığına gider ve dua ettikten sonra çocuğa seslenir. Gübre yığınından, on iki yaşında güzel bir çocuk ortaya çıkar, bu çocuk Gorakhsnath’dır. Tanrıça Parvathi Gorakhnath’ı görür ve Tanrı Shiva’ya kim olduğunu sorduğunda Lord Shiva, azizin kendi enkarnasyonu olduğunu söyler.

Hikaye güzel , devamla…

Tanrı Şiva, enkarnasyonu Goraksnath şeklindeyken (yani insan şeklinde) bir festivalde savaş arabaları yarışına katılıyor, burada bir papaz onu tanıyıp Katmandu vadisine hapsediyor. Goraksnath özgürlüğüne karşılık tapınak inşa etmek için ağaça ihtiyacı olan papaza büyük tek bir ağaç yetiştirmeyi teklif ediyor. Papaz kabul edince, bu tapınağın yerinde dev bir sal ağacı yetiştiriyor ve bu tapınak bu ağaçtan yine tek bir çivi, menteşe vs metal aksam kullanılmadan inşa ediliyor. Çok zaman sonra da Goraksnath’a ithaf ediliyor.

Biz döndükten yanılmıyorsam 40 gün sonra olan 25-Nisan-2015 depreminde tamamen yıkılması da çivi vs kullanılmadığının ispatıdır bence tabii…😔

9-IMG_2486
Kasthamandap’ta bir şifacı

İçerde bir şifacı diyelim insanlara bir şeyler yapıyordu bilemedik elbette ama para verdiklerini de gördük.

Bir anlatım daha ama bu kez  hikaye değil gerçek… 👍 1971 yapımı Kült klasik Bollywood filmi   ‘ (“Hippilerin gerçek üstü dünyasıyla ilgili bir film”) ile * Dum Maro Dum * şarkısı burada  yani Kasthamandap’da çekilmiş. O yılları  bilmeyen gençlerimize anlatabilmek  için izlemek gerek. Değişiklik olur,hoşunuza gideceğini umuyorum. 🙆 şarkı da kız da güzel … 😃

Hippilerin o zamanki sloganları *savaşma – seviş * idi. Araştırdım, şarkıdaki Rama ve Krishna, Tanrı Vishnu’nun bir enkarnasyonuymuş ,şimdiki anlamda avatarı yani😀, ona sesleniyorlarmış. Hare Krishna şarkısındaki nakaratı söylemekle ruh saadete kavuşurmuş. Kısaca; Hint Krishna mezhebinin 1977 de ki kurucusu Guru Swami Prabhupoda’nın söyleyip yaydığı bir çeşit matra anladığım kadarı ile … 😬

Biletlerimiz geldi. Eveet artık meydana giriyoruz, hadin gari . İsterseniz haritaya bir bakalım… Başlangıç mavi daire içinde yine de haritaya bakıp çok geniş geçişler var sanmayın her yapı birbirine çok yakın ve benzeşiyor, kaybolma ihtimali yüksek yani…

9A-Katmandu

10-IMG_2490
Katmandu- Durbar meydanına giriş.

Hemen tapınaklar ama yine de altları, yanları, yani çevre zaten işyerleri ile dolu…

11-IMG_2488AK
Katmandu- Durbar meydanı – Trailokya Mohan Narayan tapınağı

12-IMG_2489AK
Katmandu- Durbar meydanı güney batı girişi.

13-IMG_2491
Katmandu- Durbar meydanında bir dükkan.

Bu amcanın işlediği yapraklar da bir çeşit keyif verici madde ihtiva ediyormuş. Murat rehberimiz yerlerdeki kırmızı lekelere dikkat edin onlar kan değil, bu yaprakları ağızlarında sakız gibi çiğnerler bir süre sonra da sağa sola tükürürler rengi de kırmızı olur dedi… Hayret… 😡

14-IMG_2492
Katmandu- Durbar meydanında taş oyun oynayanlar.

Yerel bir oyun oynuyorlardı tam çıkaramadım. Zar atıyorlardı tamam, önlerindeki kare çizgilerde de çiçek yaprakları vardı kazandıkları kare anlamında. 🙄 Bizim zamanımızda da öyle taşlı bir oyunumuz vardı galiba 🤔 Yok bilemedim… Hatırlayan bana yazsın.✍️

DURBAR meydanı
Katmandu-Hanuman-dhoka Durbar  Square

Tam adı Hanuman-dhoka Durbar  Square  olan Katmandu’nun bu eski bölümü, açık hava müzesi gibi etrafta uçuşan güvercinler de ayrı bir hava veriyor. Pagoda tarzı zarif mabetlerin birer kule gibi yükseldiği, her yerde çifter çifter filler, aslanlar veya tanrı başlarının yer aldığı, heykele boğulmuş meydanlar, müthiş bir ahşap işçiliği ile yapılmış saray gibi eski evlerle dolu… Son derece heyecan verici   üstelik kırmızı kırmızı farbalalarla süslü çatı kenarları enteresan.

Karşımıza hayli yüksek merdivenli bir tapınak çıktı Maju Dega. 😂 😂   Önü rikşa durağıydı. Neden güldüğümü sonra anlatayım. Çöpler diz boyunu aşmış.😳

15-IMG_2494 kopya
Katmandu-Durbar Meydanı- Maju Dega tapınağı

16-IMG_2510
Katmandu-Durbar Meydanı- Maju Dega tapınağı ve beyaz olan Kam Dev temple

Maju Dega (“Kayınvalide Tapınağı”) Gel de gülme! 😂😂 Daha çok hippi tapınağı olarak tanınıyor. 1690 yılında Kral Bhupalendra Malla’nın büyükannesi olan Riddhi Lakshmi tarafından yaptırılan bu tapınak 23 metre, yine tanrı Şiva’ya adanmış. 1968 lerde kendilerine Hippi –çiçek çocuk diyen gençleri eskiden burada takılıp gitar çalıyor, keyif verici madde içmek dahil her türlü çılgınlığı yapıyorlardı. İzledinizse fikir edinmişsinizdir.

Hatırlarım ben lise 2 deydim o dönemlerde Nepal’e gidenler pasaportlarını yakıp kimsesizler olarak izlerini kaybettiriyorlardı. Şimdi ki gibi takip sistemi mi vardı!  Kim kimeee, dum dumaa…  Birçok aile de çocuklarımız öldü diye kahrolmuştu…  Zaman olsaydı da o merdivenlerde oturup etrafı seyretseydim…

Ayak ucundaki beyaz uzun tapınak da aşk ve arzunun tanrısı Kam Dev’e adanmış.       Kam Dev de Şiva’nın eşi…

17-IMG_2584HDR kopya
Katmandu- Maju Deva önündeki Rikşa durağı.

Hemen fotoğrafta sol yanındaki Tapınak; Trailokya Mohan Narayan Temple. İlk girişte görmüştük. Amcanın milli duyguları coşmuş bayraklarını sallayıp selam duruyor. Dünyada dikdörtgen olmayan çok az sayıdaki bayraklardan biri belki de ilki, zira 2 tane üçgen her birinde bir başka şekil var.

18-IMG_2585 kopya
Katmandu-Durbar Meydanı-Trailokya Mohan Narayan Temple.

önceki fotoğrafı hatırlayalım

19-IMG_2488Crop
Katmandu-Durbar Meydanı-Trailokya Mohan Narayan Temple

Çok katlı bu tapınağın önünde diz çökmüş, namaste der gibi ellerini birleştirmiş vaziyette ve diz çökmüş olarak tasvir edilmiş Garuda heykeli var(mış) ben geç farkettim. Bu son fotoğrafta sırtı gözüküyor ,tabii görmedikçe benzetmek zor. 😔 1679’da Prithvibendra Malla tarafından yaptırılmış, 1690’da Kral Bhupalendra’nın eşi Riddhi Lakshmi tarafından da buraya yerleştirilmiş. Garuda; Hindu ve Budist mitolojilerinde yer alan kuş ve insan melezi yaratıktır ve genellikle tanrı Vishnu’nun bineği olarak tasvir edilir.

Neyse… Son kez meydana bakalım sonra arkamızda yer alan binaya Kumari Ghar’a yaşayan tanrıçayı görmeye gidelim.

17-IMG_2495 kopya
Katmandu-Durbar Meydanı

Nepal’liler sadece sayısız Tanrı ve Tanrıçaya sahip değiller, aynı zamanda yaşayan bir tanrıçaları da var Kumari.

  Kumari veya Kumari Devi veya Yaşayan Tanrıça- Nepal, ergenlik çağına gelene kadar küçük kızlara ilahi kadın enerjisinin tezahürleri olarak veya Hindu dini geleneklerinde devi-Tanrıça olarak ibadet etme geleneğidir. Kumari sözcüğü, *prenses* anlamına gelen Sanskritçe Kaumarya’dan türemiştir. Hindu ana tanrıça Durga’nın insan olarak enkarnasyonu olduğuna inanıyorlar.

Kumari, Nepal Kraliyet ailesinin ve ülkenin koruyucusudur. Her şehrin Kumarisi var fakat Katmandu’daki en kıymetlisiymiş, halk arasına özel günler hariç hiç çıkmazmış.

Anlatacak çok şey var o nedenle biraz fotoğraf koyalım sıkılmayınız. ☺️

Bu renkli ve güzel aslanlı kapıdan girdik fazla büyük olmayan bir avluya çıktık. Aslanların biri dişi diğeri erkekmiş ve sarayı koruyorlarmış.

 

21-IMG_2509
Katmandu-Durbar Meydanı- Kumari Chowk

22-IMG_2502
Katmandu-Durbar Meydanı- Kumari Chowk

Bize sessiz olmamızı ve işaret verilene kadar çevrenin fotoğrafını çekebilirsiniz dendi. Pencereler gerçekten de çok güzeldi.

23-IMG_2500
Katmandu-Durbar Meydanı- Kumari Chowk

Kumari bu pencereden bakacakmış.

25-IMG_2504
Katmandu-Durbar Meydanı- Kumari Chowk

Sonra bu üçlü pencerede bir adam belirdi –koruma gibi ama yaşlı- herkes fotoğraf işini bıraktı sessizleşti. Fotoğraf çekmeye kalkarsanız ciddi müdahale ediliyormuş.

26-IMG_2506
Katmandu-Durbar Meydanı- Kumari Chowk

Ve yaşlı adamın bir işaretiyle süslü, püslü genelde kırmızılara bürünmüş bence 11-12 yaşlarında bir kız çocuğu pencerede göründü. Yüzünde hiçbir mimik yok, ruhsuz boş bir bakış ve bir işaretle hop kayboldu. Olay bu; yaşayan Tanrıçayı gördük mü? Gördük. 😬 😬

Sessizce dağılabilirsiniz arkadaşlar. Şaka, şaka, durun siz değil biz dağılacağız… 😀😀😂

Hem daha hikâye anlatacağım bekleyin arkadaşlar…

Tanrıça Telaju’nun enkarne olup Tanrıça Kumari’de bedenlenmesinin tarihi 13. yüzyılda başlar. Son Malla Kralı Jaya Prakash Malla her akşam sarayında herkesten gizli, odasında Tanrıça Taleju ile oyun oynamaktadır. 😉 Tanrıça Taleju’nun isteğiyle bunu hiç kimseye söyleyemez, karısına bile. Fakat karısı şüphelenmektedir. Bir akşam kocasının odasına gizlice girer ve ikisini görür. Bunun üzerine Tanrıça Taleju çok sinirlenir. Krala der ki; “Beni bir daha görmeyi ve ülkeni korumamı istiyorsan beni arayıp bulmalısın. Nevaların Shakya ırkından küçük bir kızın bedeninde olacağım.” Kral da bunun üzerine ülkedeki Shakya ırkından olan tüm küçük kızları araştırır. Günümüzde bunu krala bağlı Nevaların Shakya kolu yapmaktadır.Yani Kumari olmak öyle kolay bir iş değilmiş. Ne çok yazı oldu demeyin zira bu çok önemli bir konu…    🤔

Tanrıça Kumari olup olmadıklarını anlamak için: Ülkedeki 4-5 yaşındaki newar’lı kızları toplayıp çeşitli testlerden geçiriyorlar. Bir odaya kapatıp korkunç kıyafetli adamlar kızı korkutmaya çalışıyorlar, kesik hayvan başları vs. önüne atıyorlarmış😡😬kız tepkisiz kalırsa ve bunları aşarsa; kötülük karşısında iyiliğin tanrıçasının enkarnasyonu kabul ediliyor ve yeni Kumari seçiliyor. Çocukta kalacak ruhsal sorunları düşünen yok tabii… 😡 Neyse tanrısal işlere karışmaya gelmez. 😊 Bitmediii…

Vücudundan hiç kan çıkmaması gerekirmiş ki, tanrısal gücü kaybolmasın. O nedenle hep el üstünde taşınıyor, Nepal’in en önemli festivali olan Indra Jatra ve bir iki festivalde de bir tahtla tüm şehirde gezdirilmesinin dışında sokağa çıkması da yasakmış.

E tabii regl dönemi gelip vücuttan kaç çıkınca ölümlü normal bir insana dönüşüyor yani tanrısal güç de tanrıçalık da bitiyormuş. 😡Emekli maaşı bağlanıyormuş galiba, ama kızın hayatı sönüyor, kim tanrıçayla evlenir ki?… 😔 Evlense dahi; evleneceği erkeğin öleceği inancı nedeniyle de kimse cesaret edip evlenmiyormuş. Üzüldük tabii grup toplandık çıktık.

27-IMG_2507
Katmandu-Durbar Meydanı- Kumari Chowk

28-IMG_2508
Katmandu-Durbar Meydanı-

Meydanda dolaşan ya da buralardan geçen insanlar günün her saatinde sürekli tapınıyor, dua edip kırmızı renkli pirinç hamurundan alınlarına sürüyorlar, eğer çiçek de varsa koparıp başlarının üzerinden serpiyorlar, kendilerince kutsanıyorlar ya da arınıyorlar. 🙄

Tam karşımızda Shiva Parvati Mandir Tapınağı; 18.yüzyılda yapılmış olan tapınağı önünde iki tane ejderha koruyor ve öndeki orta pencereden dışarı bakan Tanrı Shiva ve Tanrıça Parvati figürleri var, zaten tapınakta onlara adanmış. Yanından geçiyoruz.

29-IMG_2495
Kathmandu Durbar -Shiva Parvati Mandir Tapınağı

Yürümeye devam… Bir ara; o ne? Bunun adı nedir? diye duymaya, fotoğraf çekmeye çalışırken tersim döndü, her yer birbirine benzedi 😁 Önder olmasa kesin kaybolmuştum.

Fotoğrafta göreceğiniz Hintli kadın güzel kolyeler satıyordu epey bir süre peşimizden ayrılmadı. Yok almadım rehberimiz nereden ne alınır pek güzel söylüyor, hem şimdi fotoğraf çekiyorum satın alma modunda değilim. 😬 😂

30-IMG_2511 kopya

Hinduizm ve Budizm de kullanılan ruhani özellikler taşıyan sanatsal çizimler görüyoruz. Bunlara Mandala, boyama sanatına da Yantra ( Tibet resim sanatı) deniyor.

Manda (Enerji – öz), La (kap) anlamına gelmektedir. Kısacası Mandala’ya enerjiyi tutan kap anlamına da gelen Sanskritçe bir kelimedir. Sözlü iletişimin olmadığı dönemlerde yapılan dua sanatıdır da diyebiliriz. Yoga da meditasyon amaçlı da kullanılıyor.

Bir hatırlatma yapayım; Mandala’lara tüm inanç sistemlerinde rastlayabiliriz. Bize en yakın örneklerini Osmanlı tarihinde görürüz. Osmanlı sultanları ayet, hadis ve sembollerle süslü gömlekler giymişlerdir. Bu gömleklerin üzerinde, “Kadem-i saadet”, “Zülfikar”, “Lale” gibi anlamlı motifler daire içinde çizilmiştir. Bu şekiller, mandalanın şifa veren gücünü hatırlatır. Bugün Topkapı Sarayı’nda sergilenen “Şifalı Gömlekler” ya da “Tılsımlı Gömlekler” mandalanın derin tarihinin en güzel örneklerindendir. Bir başka güzel örnek ise camilerin kubbelerinde görebileceğiniz motiflerdir diyelim devam edelim.(bu yazı alıntıdır benim de bilgim yoktu 🙄) Benim çektiklerim; Budha’nın hayatını ve felsefesini anlatan Mandala’lardır.

31-IMG_251232-IMG_2514 232A-IMG_2513

Yürümeye devam, çokgen bir mabetin önünden geçiyoruz yine içine girilmediği gibi askerler tarafından da kuşatılmış güvenlik üst seviyede. Neyse yine de sayıyoruz sekizgenmiş 😊 17.yy da yapılan Chasin Dega Tapınağı; flüt çalan Krishna’ya adanmış. Bugün yoktu ama genellikle Tanrı Krishna’ya burada adak adanır, kurban kesilirmiş.

33-IMG_2515

Sağa döndüğüm anda tapınaklarla dolup taşan meydanın güvercinlerle dolu başka bir yerini   görüyorum, görkemli upuzun bir sütun. Üstünde gördüğüm minyatür heykeller ise 1670’lerde kurulan Kral Pratap Malla’nın ve çocuklarının heykelleriymiş. Kral, lotus şeklinde temsil edilen başkentin üstünde aslan tahtında otururken, iki eşi her iki tarafında, Kralın beş oğlu da etrafında, beşinci ve en küçük oğlu da önünde duruyor. Size daha güzel gösterebilmek için iyi bir zoom lensim olmalıydı …

34-IMG_2580 kopya
Kathmandu-Durbar Square-Kral Pratap Malla sütunu

34-IMG_2580KK
Kathmandu-Durbar Square-Kral Pratap Malla sütunu

Etrafa bakınırken görüntü de değişiyor, nerden geldiyse güvercinlerin arasında inekler yayılmış güneşleniyor, bir sadu elinde kâse ile sessizce dikilmiş duruyor, fotoğrafını çekiyorum yine hareket etmiyor. Meğer insanlardan para değil sadaka istediklerini ve zorlamadıklarını anlatmak için sessizce beklerlermiş.

34-IMG_2516
Kathmandu-Durbar Square-Kral Pratap Malla sütunu

35-IMG_2517LR kopyasinging bowl
Kathmandu-Durbar Square-Kral Pratap Malla sütunu

Sütunun arkasındaki pagoda tarzı tapınak Jagannath Mandir.16. Yüzyılda yapıldığı söylense de tarihi daha da eski olabilirmiş. Tapınağın alt çatısını destekleyen dikmeler, Nepal tapınaklarında oldukça yaygın olan sayısız erotik oymalar içeriyor. Bu durbar meydanlar kare şeklinde ve yapılar birbirlerinden uzak değiller. Bazılarında tezgah açmış kadınlar vardı.

36-IMG_2520 kopya
Kathmandu-Durbar Square

Sütunun kuzeyinde; şeytan’ın cesedinde dans eden Kala Bhairab‘ın (Black Bhairab) tombul görüntüsü var.

37-IMG_2523 kopya
Kathmandu-Durbar Square-Kala Bhairab

Bhairab; Şivanın korkunç yüzlü enkarnasyonu olan Hindu tanrısıdır… On iki fitlik tek bir taş levhadan oyulmuş. Efsaneye göre, önünde yalan söyleyen herkesin kan kusup öleceğine inanılırmış. O nedenle; suç işleyenleri buraya getirirlermiş eğer yalan söylerse Şiva’nın laneti üzerine olacağına inan kişi suçunu itiraf edermiş. Bir nevi yalan makinası görevini görüyor. 😄 Zaten ayaklarının altında ezdiği şeytan 😄 diğer kollarında Kesik bir baş ve kılıç görülüyor. Genellikle bir köpek eşliğinde gösteriliyor.

38-IMG_2525 kopya
Kathmandu-Durbar Square-Kala Bhairab

Devam…

40-IMG_2530 kopya
Kathmandu-Durbar Square-

Bu kare de pek güzelmiş 😎 Önder’in tanıtımı eşiliğinde, Kakeshwar Tapınağı; ilk olarak 1681’de yapılmış ancak 1934 depreminde çok hasar gördükten sonra yeniden inşa edilmiş

41-IMG_2526
Kathmandu Durbar -Kakeshwar Temple

Güzel rengarenk bir ortam bence buraları sakin, sakin gezerek fotoğraflamak gerek, gruptan kopmamak uğruna telaşla birçok kare ziyan olmuş. Neyse keyfinizi bozmayacağım iyileri de var. Mesela…

42-IMG_2529 kopya
Kathmandu Durbar meydanı

43-IMG_2532 kopya
Kathmandu Durbar çevresi

Bu insanlara bakın renkleri gibi insana bakışları da güzel. Pazar yeri gibi ama malumunuz artık biliyoruz ki, tanrılara ikram etmek üzere (meyve-çiçek vs.) satın alındıkları için tapınak yakınlarında kurulmuşlar (nasıl yorum ama😊) Çünki Nepal’de de evde yemek yapma adeti yok hep dışarlarda yiyorlar.

44-IMG_2533 kopya
Tapınak önünde Hintli fakirler.

Bu tapınak da maalesef giremediklerimizden (hangisine girebildik ki 😔 )

Mahendreswar Temple– Lord Şivaya  adanmış bir Hindu tapınağı. Tepesinde Şiva ve Nandi denilen üzerine bindiği boğası var ama o da koruyucu imiş. Şiva elindeki şeytanın mızrağı ile yine şeytanı kovuyor ve tapınağı da korumuş oluyor.

45-IMG_2531 kopyaMabendreshwar Temple
Kathmandu Durbar -Mahendreswar Temple

45A-IMG_2531
Kathmandu Durbar -Mahendreswar Temple-Lord Shiva ve Nandi

Dış kapı kenarında renkli iki aslan heykeli, iç kapıda da 2 tane metalden ejderha gibi görünen heykeller var. Tam çekememişim-aslında içeri girilmiyor denince ben de fotoğraf da  çekilmez diye algılayıp zorlanıyorum yani… 😔

46-IMG_2534 güzelÖZEL
Kathmandu Durbar -Mahendreswar Temple

Sağındaki de şu alttaki…

46A-IMG_2535küçük
Kathmandu Durbar -Mahendreswar Temple

Maymunlar ve insanlar iç içe bizim kedilerle olduğumuz gibi…😉

Ve sağ köşeden görünen aslanlı kapının arkasında da 12 katlı,16. yüzyılın ortalarında Kral Mahendra Malla tarafından inşa edilen Katmandu’nun en büyük tapınağını vardı. Başka hiçbir bina bundan daha yüksek yapılamaz diye de bir yasa çıkarmış. Bu yasa, 20. yüzyılın ortalarına kadar yürürlükte kalmış. Taleju Bhawain, Hint tanrıça Durga’nın bir formu olarak Hindular tarafından kabul edilirken, Budistler ise aşk tanrılarından biri olarak kabul ederlermiş. Kapıdan bile baktırmadılar kızdım ben de çekmedim oysa ki kapısı da güzeldi. Sağdaki aslanlı önünde asker duruyor.😊

47-IMG_2537 kopya
Kathmandu Durbar Square

 

Nihayet Hanuman Dhoka olarak adlandırılan Eski Kraliyet Sarayı’na gidiyoruz.

48-IMG_2539KK
Kathmandu Durbar Square

49-IMG_2546
Kathmandu-Durbar -Hanuman Dhoka

Hanuman Dhoka Sarayı;

Durbar Meydanı’nın kalbinde yer alıyor 14. Yy dan bu yana 2008 yılına kadar Malla krallarının sarayı olmuş. Burası ayrıntılı ahşap oymaları, dekoratif tuğla ve güzel avluları ile inanılmaz bir yer. Halen resmi işler için kullanılıyormuş.

Katmandu’nun Durbar Meydanı’ndaki bu kraliyet sarayı kompleksine girmeden hemen solda, kırmızı renkte boyanmış olan Maymun Tanrısı Hanuman’ın bir heykeli var. Tanrı Şiva’nın maymun şeklindeki enkarnasyonuna da Hanuman demişler. Yani saray bu tanrı Hanuman tarafından korunuyor, zaten adını da ondan alıyor. Kırmızı bir şemsiye ile korunuyor ve tapınmak için gelenlerin yıllardır sürdüğü kırmızı boyalarla da yüzü görünmez olmuş gibi görünse de Tanrı Hanumanın bakışlarını ölümlülerden korumak amacıyla kapatıyorlarmış.

50-IMG_2547CRP
Katmandu’nun Durbar Meydanı- Hanuman heykeli.

51-IMG_2547KK
Katmandu’nun Durbar Meydanı- Hanuman Dhoka

Girişte bir çift süslü taş aslan var. Solda olanın üstündeki tanrı Şiva, sağdakinde de karısı Parvati var.

52-IMG_2548 KK
Katmandu’nun Durbar Meydanı- Hanuman Dhoka

Yine görkemli bir kapı ile giriliyor. Dhoka; Nepal dilinde kapı anlamındadır.

53-IMG_2549KK
Katmandu’nun Durbar Meydanı- Hanuman Dhoka -kapı-

İyi bir savaşçı olduklarıyla övündükleri Gurka askerleri (ki halen İngiliz askerlerinin bir                                 çoğunu bu Gurkalar oluştururmuş) nöbetteler. İşaretle anlaşıyoruz, reveransla teşekkür edip fotoğraflarını çekiyorum.

54-IMG_2550KK
Katmandu’nun Durbar Meydanı- Hanuman Dhoka- Gurka askeri

Girişi geçip, kraliyet sarayının geniş bir avlusu olan Nasal Chowk’a giriliyor. Gurka askerinin hemen yanında Tanrı vişnu’nun çirkin görüntüsü var, öldürmeye çalıştığı şeytanmış. 😖 Bir kadın tapınıyordu. 🙏

55-IMG_2554KK
Katmandu’nun Durbar Meydanı- Hanuman Dhoka

56-IMG_2556 KK-1
Katmandu’nun Durbar Meydanı- Hanuman Dhoka-

57-IMG_2556 KKCRP
Katmandu’nun Durbar Meydanı- Hanuman Dhoka-Tanrı Hanuman heykeli

Nassal Chowk adı verilen büyük iç avlu, 1975 yılında Kral Birendra’nın taç giyme töreni burada yapılmış.

58-IMG_2557 KK
Katmandu’nun Durbar Meydanı- Hanuman Dhoka-Nassal Chowk

59-IMG_2573KK
Katmandu’nun Durbar Meydanı- Hanuman Dhoka’da ben 🙂

Meydanın kuzeydoğu köşesindeki bu yuvarlak çatılı, beş katlı pagodaya benzeyen tapınak Panch Mukhi Hanuman Mandir : *beş yüzlü Hanuman* anlamındaymış yani aslan,kuş,maymun vs suratlıymış.

60-IMG_2553KK
Katmandu’nun Durbar Meydanı- Hanuman Dhoka-Mukhi Hanuman Mandir

61-IMG_2574KK
Katmandu’nun Durbar Meydanı- Hanuman Dhoka-Nassal Chowk

Sarayın diğer köşesinde de harika bir yapı vardı. Kapısında–nine storied palace— dokuz katlı palas-yazıyordu. Bakınız ahşap oymalar inanılmaz güzellikteydi.

62-IMG_2566KK
Katmandu-Hanuman Dhoka-Triphuvan müzesindeki Basantapur kulesi

Burası 19. yüzyılın ortasından sonuna kadar Kral Şah  Ranas tarafından inşa edildi. İronik bir şekilde, daha sonra Kral Tribhuvan’ı (1911-55) kutlayan bir müzeye dönüştürülmüş. kralların giysileri, kullandıkları eşyalar sergileniyormuş ben gitmedim.

Müzenin üstünde yükselen dokuz katlı Basantapur kulesi (1770), bir zamanlar Freak   street’in sonunda bir işaret feneri gibi duruyormuş. Kuleyi destekleyen dikmeler, erotik oymalarıyla dikkat çekiyordu.🤓

63-IMG_2567KK
Katmandu-Hanuman Dhoka-Triphuvan müzesi

64-IMG_2565KK
Katmandu-Hanuman Dhoka-Triphuvan müzesi

Gurka nöbetçi burada da vardı, yanında durduğu kapı çok güzeldi. Bir başka güzel kapı daha var…☺️

65-IMG_2571KK
Katmandu-Hanuman Dhoka-Triphuvan müzesi

66-IMG_2568KK
Katmandu-Hanuman Dhoka

Saraydan da çıktık otobüsümüze gitmek için meşhur Freak Street’ten geçiyoruz. Freak caddesinin görkemli bir geçmişi var. Evet zamanında Hippilerin cennetiydi. Genelde burada takılırlarmış. Şimdilerde onları hatırlatan tarz giyimleri satan yerlerden başka bir şey yok gibi. Geze, geze gidiyoruz bakalım neler göreceğiz.

68-IMG_2586KK
Kathmandu-Freak Street 

Freak caddesinde ufacık dükkanlarda faal bir çalışma vardı, insanlar arı gibi çalışıyorlar. Biz de olsa hemen turist gelmiş diye etrafını sararız yok böyle bir şey, fotoğraflarını çekiyorum gülümseyip işlerine dönüyorlar. Nepal tipi kasap dükkânları 😝

IMG_2596KK
Kathmandu-Freak Street

70-IMG_2601KK
Kathmandu-Freak Street’te yaşam

71-IMG_2588KK
Kathmandu-Freak Street’te yaşam

72-IMG_2590KK
Kathmandu-Freak Street’te yaşam

Küçücük dükkân bile denmeyecek yerlerde tişör vs. hem dikiyor hem de satıyorlar.

73-IMG_2589KK
Kathmandu-Freak Street’te konfeksiyon atölyesi

74-IMG_2593KK
Kathmandu-Freak Street’te konfeksiyon atölyesi

Arada hayatın içinden sokak kareleri de var en sevdiğim…

75-IMG_2592KK
Kathmandu Hayatın içinden

76-IMG_2597KK
Kathmandu Hayatın içinden

Çocukları bile yılışık değil,sevimli şeyler baksanıza…🤗🤗

78-IMG_2594KK
Kathmandu Hayatın içinden

77-IMG_2598KK
Kathmandu Hayatın içinden

80-IMG_2599KK
Kathmandu Hayatın içinden

79-IMG_2602
Kathmandu Hayatın içinden

81-IMG_2600KK
Kathmandu Hayatın içinden

Bir yazının daha sonuna geldik. Her yaşanmışlık, hayattan kareler hafızamıza kazınıyor, ama tatlı, ama hüzünlü. Hayat zaten bu değil mi?

Artık yazılarımı sevdiğinizi düşünüyor, umarım sıkılmamışınızdır demiyorum.😄Daha gezecek  yerler bitmedi. Adanmışlıkların kenti Bhaktaburda görüşmek üzere. Her zamanki gibi bir güzelle veda edeyim. Yaşına takılmayın yaşanmış güzellikleri içinde barındırıyordur mutlaka. 😎Hem bu yaşlar sırayla herkese gelecek.😌Sevgiyle kalınız.

NAMASTE

 

 

HİNDİSTAN-Varanasi-Bölüm 4

Öne çıkan görseldeki Buda’yı ilerleyen satırlarda anlatacağım.

Şimdi; Varanasi de çarşıyı dolaşmadan olmaz demiştik ve kıyıya çıkmak üzereydik.
Eveet:
‘’Okuma ihtiyacı barut gibidir, bir kere tutuşunca artık sönmez.’’ Demiş Victor Hügo.
Fırsat buldukça değil, fırsat yaratıp okumalıyız.
Bu çok sevdiğim fotoğrafı; sandal kıyıya yanaşırken çektim keşke kafasını kaldırıp baksaymış. Keşke…

57-IMG_2119
Varanasi

58-IMG_2124
Varanasi

Çok hararetli konuşuyorlardı, ben bu karedeki gölgeyi sevdim. 🙂 Read more