Eveet Aari töreni için anlatıya başlamadan önce Ganj hakkında kısa bir bilgi paylaşayım.
Ganj’ın hangi kaynaklardan beslendiği ancak 20. yüzyılın başlarında saptanmış, Ganj’ın doğduğu yer Himalayalardır. Himalayaların yamaçlarında bulunan ve bir ineğin ağzına benzeyen buzuldan fışkırdığı bilinir. Sonra iki ırmak olur Varuna ve Assi ırmağı. Onlar da birleşir Ganj oluşur. Bu şehre de zaten yazmıştım Varuna ve Assi birleşimi anlamına Varanasi denmiş. Ganj aynı zamanda; Hindular için Tanrı Ganga’nın şekil almış halidir.
Evet fotoğraflarla anlatıma geri dönelim.


Rengarenk giysili insanlar sakince oturmuş akşam yapılacak Aarti töreni için bekleşiyorlar. Aynı bizde ki gibi erken gelen oturur misali 🙂 Ama inanın bir tek aykırı yüksek ses yoktu. Karşı kıyının güzelliğinde at koşturanlar vardı resmen büyülendim. Rehberimiz acele edin kayıklara binip önce gezecek sonra ayine yetişeceğiz ve evet ayini de kayıklardan izleyeceğiz deyince uyandım ve fırsat yaratıp görüntü yakalamaya çalıştım.

Şu renkli, sessiz atmosfere bakarmısınız. Ortalıkta koşuşturan, bağıran çocuk yok. Onlar bizlere, biz onlara bakıyoruz üstelik izinsiz fotoğraflıyoruz yine de kızan yok. Her taraf çiçek ve dilek mumu satanlarla dolu, Ganj’a dilek tutup biz de atacakmışız.

Bu güzel kız da dilek mumu satıyordu. Çok güleç yüzlüydü.. Biz dilek mumlarımızı sabah gezimizde yakacakmışız almadık yani…

Ve bu gülen güzel kız fotoğrafı bana bir de (Diş Hekimliği konusunda katıldığım bir fotoğraf yarışmasında) 3.lük ödülü getirdi. 🙂 Teşekkürler (dhanyavaad ) adını bilmediğim güzel.

Sandallara biniyoruz. Birkaç kişi maske takıyor biz takmadık zira hiç öyle kötü kokular falan yok. Evet bir koku var. Ama sandal ağacı kokusu bilen varsa kokuyu anlıyor zaten (Benim gibi) hiç de rahatsız etmiyor.

Varanaside toplam yüze yakın Ghat yan yana sıralanmış durumdaymış ama 32 tanesi en bilineniymiş. Bakalım biz kaç tane gezebileceğiz.
Bunların en başında merkezi bir yerde bulunduğu için Dasaswamedh Ghat geliyormuş, bulunduğumuz yer yani. Ve Dasaswamedh Ghat’ın kelime anlamı Brahmanın 10 at kurban ettiği yer demekmiş. Bulunduğumuz bu Ghat aynı zamanda Ganj üzerinde tekne turlarının başladığı yer. Aarti törenleri burada güneş batarken başlarmış.
Dasaswamedh Ghat’ta ayrıca sıra sıra dizilmiş masajcılar varmış 🙂 hünerli elleriyle sizi rahatlatmaya hazırlar dedi rehberimiz. Onları da yarın görebilirmişiz. Hava kararmak üzere. Alttaki fotoğrafı özellikle açtım görünsün diye.

Hinduizm inancına göre; Ganj kesinlikle kir tutmaz; Bu nedenle akıtılan lağım sularına vs. rağmen Hintliler kutsal saydıkları bu nehirde her türlü dini ritüellerini yapıyor, arındıklarına inandıkları için nehirde yıkanıyor, çamaşır vs temizlik işlerini de Ganj suyu ile yapıyorlar. Hepsinin evinde mutlaka bir miktar Ganj suyu ölmeden önce içilmek üzere bulunurmuş (bizim zemzem suyumuz gibi). Tabii Ganjla bu kadar haşır neşir oldukça birçok sari hastalıklara da yakalanmışlar. Haliyle zaman içerisinde ve çeşitli baharatların etkisiyle birçok hastalığa karşı bağışıklık da kazanmışlar 🙂 sonra da bu bağışıklık kazanma olayını lehlerine çevirip Ganj suyunu şifalı kabul etmişler. 😦
Ve çok heyecanla beklediğim ölü yakma yerlerine doğru gidiyoruz, bir çok Ghat’tan geçiyoruz. Ölü yakılmada en önemli yer Manikarnika Ghat’mış.
Rehberimiz yarın sabah tekrar geleceğimizi söyleyince sevindim zira sandal uzaktan geçiyor fotoğraf adına şanssızlık doğrusu. Ooo ateşler yakılmaya başlamış veya belki de hiç durmamıştır.

Rehbere sordum, günbatımı ve gündoğumunu seyreder sonra yakmaya devam edilirmiş yani 7/24… Keşke 70-200 lensim olsaydı 😀 Gece fotoğraflarını kotarırdım. 😦 Ağırlığına aldırmaz mecbur taşırdım 🙂 Aslında fotoğraf çekmek yasakmış biz şanslıydık zira sadece 2 kişi de makina vardı millet telefon ve ipad ile çekerken arada kaynadık. 😀

Bakın 3 tane cenaze var yakılmayı bekliyor. Enteresan birşey hiç feryat figan yok. Tam bir sessizlik hakim. Sebebini rehberimiz izah etti biraz daha aşağılarda bahsedeceğim.


Önce sadece fotoğraflamayı düşünüyordum birden empati kurmaya başladım, aman yarabbim! şimdi bizim kara toprağa bile gömmeye razı olamadığımız yakınlarımızı nasıl yakabiliriz dedim. İçim kıyılır gibi oldu, gözlerim yaşardı. Etrafın aaa cenazeyi suya atacaklar galiba lafı ile kendime geldim. Ve eh bu törenler de onların ritüeli, inanışları deyip toparlandım. Ama bu konuda hassas biriyseniz dayanması gerçekten çok zor.
Cenazeyi suya atmadılar yıkayıp çıkardılar.

Enteresan görüntülere geçmeden önce biraz bilgi paylaşayım.
Hindular Varanasi gibi kutsal bir kentte, Ganj nehrinin kıyısında yakılmanın büyük bir şans olduğuna inanıyorlar. Birçok yaşlı buraya gelip ölümü beklermiş. Ölen kişinin vücudu önce tereyağ ile iyice sıvazlanır, daha sonra süslü kumaş ve çiçeklerle sarılırmış. Evde birkaç saat bekletildikten sonra kutsal nehre getiriliyor ve son bir kez Ganj Nehri’ne sokularak sembolik olarak yıkıyorlar. Ganj Nehri’nin yanında devam eden seremoniye ölen kişinin erkek olmayan yakınları katılamıyor. Sebebi sorulduğunda ise kadınların duygusal oldukları ve daha sık ağladıkları, bu nedenle kremasyon (yakılma) esnasında bulunmalarının uygun olmadığı söyleniyor. Hindu dininde kremasyon esnasında ağlamanın, ölen kişinin reenkarnasyondan kurtulmasını; yani ebediyen cennete girişini engelleyeceğine inanılıyor. Bir başka sebep ise geçmiş zamanda eşleri ölen kadınların sosyal olarak vasıflarını yitirdikleri için yakılan eşlerinin ateşine kendilerini atma geleneklerini engellemekmiş. ( Ben çocukluğumdan hatırlarım da ne çok üzülürdüm). Artık ölen eşin karısı kendisi mi atlardı, yoksa üzerinde bir sosyal baskı vardı da atlamaktan başka çaresi yok muydu? orası bilinmez (Bizde çatıya çıkıp atlayacağım karımı getirin diyen adamlara hep beraber atla, atla diye tezahürat yapılır ya işte öyle birşey olabilir). 🙂 Ama neyse ki günümüzde artık hiç bir kadın yakılmak için atlamıyormuş, en azından Hintliler öyle diyor.
Kısaca; Genel inanış, var olan herşey yakılmalıdır ki, vücut serbest kalıp cennete ulaşsın ve Varanasi’de ölsün, doğum – ölüm döngüsünden kurtulsun.
Arada anlatıma devam ederim şimdi etrafta gezinen köpekleri, inekleri görünüz ve şaşıp kalınız benim gibi. 😦



Yukarıdaki fotoğrafta bir genç de yakının küllerini Ganja döküyor. Hintliler için Ganj hayattır, şifadır, Hac’dır, Nirvanaya (Onların cenneti) ulaşmanın güvencesidir.

Her ölen yakılıyor mu? Hayır. Yakılmak çoook pahalı 2000 TL. Neden? Çünkü; Ölünün 3 saatte yakılabilmesi için çok odun gerekli ve odunda bir hayli pahalı. Parası olmayanlar krematoryumda elektrikli fırınlarda yakılıyormuş. (Bu arada yakma işlemini kast sisteminde bile olmayan kişiler yapıyormuş. Yani hiçbir sınıfa dahil değiller. 😦 )
Bir de 15 yaşından küçük çocuklar (bizde ki gibi sabi sayıldıklarından) hamile kadınlar, ki onlar ve çocukları yeteri kadar hayat yaşamamış sayılıyorlar yakılmıyorlar. Daha kötüsü 😦 paketleyip ayağına taş bağlayıp Ganj’a atıyorlarmış. Biz gezintide ceset vs. görmedik ama kıyıda kemik sıyıran köpekler gördük 😦 Sari hastalıktan ölenler kireçlenip gömülüyor ve yine zehirli hayvan ısırması sonucu ölenler gömülüyormuş. Bir de müslümanlar zaten mezarlıklarını gördük.
Sandal gezisi Gaht’ların görülmesiyle devam ediyor.

Gündüz gözüyle daha güzel fotoğraflayacağımı düşünerek fazlaca çekmiyorum. Tamam ne düşündüğünüzü anladım zaten çekilenler bilgi içindi… Hava iyice karardı..




Yaklaşık 20 dk. sonra genç Brahmin rahiplerin (en üst kast) tarafından hergün yapılan “Ganga Aarti” töreni başlayacakmış. Ortalık ana baba günü, biz de seremoniyi daha iyi izlemek için kayıkla bir yer buluyoruz kendimize. Tören kayıklara bindiğimiz yerde yapılıyor. Sola doğru bir Gat daha var orada da 5 Brahman ayin yapıyormuş. Bizimki saydım 7 taneydi. 7 sayısı Çakra’yı ifade ediyormuş bunlar sırasıyla (kafa – alın – boyun -kalp – göbek -kasık ve sakral bölge) 5 sayısı da vücudu oluşturan 5 elementi ifade ediyormuş. Tabii bizim bildiğimiz 4 (hava(oksijen) -toprak (azot) -su (oksijen) – ateş (bizim vücutta gördüğümüz hali ısıdır) den başka 5. de metal imiş.
Bütün kayıklar sırayla dizildi.


7 Brahmin, yüzleri Ganj’a dönük olarak Hindu ilahileri eşliğinde ellerindeki mum ve sandal ağacı yağı içeren kandillerle gösteriye başlıyorlar. Bir yandan da çan sesleri geliyor. Nefesler tutuldu kimseden ses çıkmıyor. 7’si de topluca selam verip şıkır şıkır altın gibi saten giysiler içinde yerlerine geçtiler.


Önce tütsü yakıp onunla bir takım hareketler yaptılar ellerinde çan vardı, sonra yoğun duman çıkaran buhurdanlık alıp etraflarında döndüler. Ardından bir sürü mumun yandığı şamdanlarla ayine devam ettiler. Sırada meşale vardı. Arada duyduğumuz zil sesleri de, demirlere bağlanmış küçük zillerin arka taraftaki kişiler tarafından iplerle çekilerek çalınıyor olmasındanmış. Ritm güzel, hareketler güzel sessizce izleyiş olunca da ruhani bir hava katıyor elbette.. Kısaca oldukça etkileyici bir seremoniydi.. Peş peşe izlemesi güzel olsun diye slayt yaptım. 🙂
Bu arada törenin sonu geliyordu. Rehberimiz hemen gitmezsek kalabalıkta kaybolabilirsiniz dediği için kıyıya çıktık. Gördüklerimiz bugün yakılan önemli kişinin akrabalarının oturduğu loca olabilir mi? Tam emin değilim dedi rehberimiz. Ama yılın 365 günü her akşam Ganj nehri tanrısı Gangaya bir nevi ibadet olarak Aarti törenleri düzenleniyor. Ayrıca tabii ki ölenlerin de Ganjda huzur bulması için yapılır dedi..
İzleyenlerin arasından geçerek bisikletlere doğru gidiyoruz.




Yolda gördüğüm bir insanlık dramı. 😦 Etraf hayli kalabalık, bir yanda hareket ki anlatılır gibi değil bir yanda da sefalet, fakirlik diz boyunu aşmış bence.. Duygularımı tarif etmem imkansız. Şükretmeyi hiç unutmamak gerek.


Enteresan olan hangi bisikletle gelmişsen onunla dönmek zorundasın ve biz hangisi bizim acaba (Plakası da yok ki 🙂 ) demeden bizim adam dibimizde bitti. 🙂

Otele dönüş.

Tuk, tuk’un süsüne bakarmısınız. Hindistan zaten renklerin ülkesi. Renkler de hayatın anlamı değil mi zaten?…

Yarın sabah yine buraya gelecek gündoğumunu izleyecek ve yeniden Ghat’ları gezip Hint’lilerin Ganj’da arınmalarını izleyeceğiz. Varanaside gündoğumu izlenir doğrusu. Görüşünceye kadar ve her zaman sizin hayatınız da siyahtan öte tüm renklerle geçsin. Esen kalınız. 🙂
“Yakılan eşlerinin ateşine kendilerini atma geleneklerini engellemekmiş” bu sevgiden ve ayrılığı kabul edememe tepkisi mi? Yoksa sadece gelenek mi? Ürkütücü geldi doğrusu.
BeğenLiked by 1 kişi
Yok canıım 😁Maalesef gelenek; kadın başka biri ile evlenmesin diye 😔ben çok iyi hatırlıyorum. Gazelerde yazardı. Artık yok, yasak.
BeğenBeğen
Of yinede çok kötü ne demek evlenmesin. Neyse…. Buarada bana oradayım gibi hissettiren ve fotoğraflarla şölen yaşatan Hindistan gezimi sonlandırdım. Çok merak ettiğim Nepal de görüşmek üzere…
BeğenLiked by 1 kişi
Bravo diyorum zira çok uzundu haklısın. Sabrına yazdığın yorumlara teşekkür ederim. 🥰🥰💕💕
BeğenBeğen
Günlere böldüm arkası yarın gibi oldu keyif verdi.
BeğenLiked by 1 kişi
Keyf olsun 💜💜
BeğenBeğen
Biz Nepal den döndükten birbuçuk ay sonra depremle çoğu yerler yıkıldı.
BeğenBeğen
Evet hassas bölge. Maalesef ki.
BeğenLiked by 1 kişi