CRUİSE ile MALDİVLER*SRİ LANKA*HİNDİSTAN-10

          Mangalore-1

      Hindistan’ın Karnataka Eyaletinin güzel bir liman şehri olan Mangalore’deyiz. 21 Ocak 2020 sabah 07:30 olmuş bile. Mumbai’den ayrıldıktan sonra bir günümüz denizde geçti. Bugün çok daha renkli bir gün yaşayacağımızı tahmin ediyoruz. Limanda otobüsler bizi bekliyor hızlı hareket edip gümrükten çıkıyoruz.

       Biz Mangalore diyoruz ama resmi adı Mangaluru. Bu eyaletin başkenti de Bangalore. Ben önce yanılgıya düşmüştüm ses uyumu tek harf farkı var ya. 🤦‍♀️ Neyse Mangalore adı üzerinde epey farklı tanımlar var. Mangaluru’daki *uru* kasaba anlamında. Yok mangal kasabası değilmiş sordum.😁 Mangala *hayırlı* anlamına geliyor yani Mangalore de *Hayırlı Kasaba* demek oluyor. Kannada dilindeki metinlerde böyle geçiyormuş. Malum isim babalığına soyunan Portekiz’liler Mangaluru’yu Mangalore yapıyorlar ve halen öyle bilinse de 2014 yılında eyalet resmen Mangaluru olarak aslına dönüyor. Halk arasında bilinen bir adı da var. Nath tarikatından Matsyendranath’ın bir prenses olan Premaladevi ile evlendiğine inanırlar ve ölünce onun adına bir de tapınak inşa ederler; Mangaladevi Temple. Mangalore adının da buradan geldiğini kabul ederler.  

      Bu güzel Mangalore’de bakalım bizi neler bekliyor. Sanırım otobüsle olsa da yarım saat kadar bir yolumuz var. Yolda bir grup kızlı, erkekli öğrenci bayraklarla yol kenarında oturuyor. Yerli rehberimizin dediğine göre yemekleri beğenmedikleri için eylem yapıyorlarmış az ilerde de polis barikat kurmuştu. Tabeladan öğrendik Shakthi Üniversite Öncesi Kolej öğrencileri… Gençlik ne güzeldir. 💃💃💃

      Devamla; Mangalore Karnataka eyaletinin başkent Bangalore’den sonra ikinci önemli şehridir. Mangalore güneyde Nethravathi, kuzeyde Kulur Nehri ile çevrili. Eyaletin hatta Hindistan’nın kültürel seviyesi en yüksek şehirlerinden de biri. Okuma, yazma oranı %96.5. Dört değişik topluluk, dört değişik dil mevcut. Kannada, Konkani, Beary ve ortak konuşulan Tulu. Beary dilini genelde Müslümanlar konuşuyor.

      Mangalore, Chalukyas ve Vijayanagar gibi birçok hanedanlık tarafından idare edilmiş. 1526’dan 1695 yılına kadar Portekiz egemenliğinde kalan Mangalore 1753 yılında Sultan Haydar Ali tarafından yönetilmiş. Sonra 1768- 1794 arasında da İngiliz egemenliğinde kalmış. Haydar Ali’nin oğlu Tipu Sultan şehri İngilizlerden kurtarıp idaresi altına alıyor. Tipu Sultan ölünce İngilizler yeniden işgal ediyor. Mangalore diğer şehirler gibi 1947 yılında Hindistan’ın bağımsızlığını kazanmasıyla nihayet sömürge olmaktan kurtuluyorlar. Benim çok sevdiğim Kaju fıstığı ve kahve ihracatı ile de bölgenin birincisidir.

      Yolumuz Mangalore’nin en büyük, dini açıdan da en önemli tapınağı olan Kadri Manjunatha Temple’a doğruydu ve geldik. Yürüyerek tapınağa doğru gidiyoruz. Yolda kadın temizlikçi gördüm işini büyük bir ciddiyetle yapıyordu. Ardından karşımıza Shiva’nın (Şiva) heykeli çıktı.

      Uzaktan tapınak göründü. Bizi daha da renkli bir ortam bekliyor gibi. Fotoğraf Önder Kaplan. ❤️😘 Teşekkürler.

      Sonra şu amca ve teyzeler ne satıyor bir bakalım. 

       Ve karşımızda görünen masmavi renkli olağanüstü görüntüsü ile Kadri Manjunatha Temple.

      Kadri Manjunatha Temple. Tapınağın baş tanrısı, Lord Shiva’nın reenkarnasyonu olan Sri Manjunatha’dır. Hikayesini anlatacağım ama şu güzelliği bir görelim.

       Tapınağın merdivenlerinden çıkarmadılar çünkü ayakkabılarımızı çıkarmamız gerekiyor. Soldan içeri girip bu görevi yerine getirdik.

       Efsaneye gelince: Sahyadri’de yaşayan dindar Saint Jamadagni’nin oğlu olan Parasurama aynı zamanda Shiva’nın 10 avatarından 6. avatarıdır. Parasurama’nın sadakatı ve iman edişinden memnun kalan Lord Shiva ona, kötülüklere karşı koyabilen çok değerli bir balta hediye eder. Parasu Sanskritçe*balta *anlamına gelir, Parasurama’da *Baltalı Koç* demektir. Parasurama yaşadığı Sahyadri’deki yağmacı, iman etmeyen Kshatriyaların hepsini baltasıyla öldürüp topraklarını da Kashyapa’ya bağışlar. Yaptıklarından bir süre sonra üzüntü duyar ve Shiva’ya kendisini afetmesi için dua eder… Shiva, Parashurama’ya günahlarının bağışlanması için Kadali Kshetra’da bir sadaka vermesi gerektiğini söyler. Ayrıca Parasuramana’nın arzusu olan Dünya’nın düzenini, refahını koruyan *Manjunatha*olarak reenkarne olacağı sözünü de verir.

      Parashurama hemen baltasını denize atar ve deniz çekilir ortaya bir toprak parçası çıkar. (Kerala bölgesi) Lord Shiva, Parashurama’nın oluşturduğu toprak parçasını onun verdiği sadakayı (kefareti) beğenir. Karısı Tanrıça Parvathi ile Manjunatha olarak reenkarne olur ve dünyanın refahı için işte bu tapınağın olduğu tepede Kadri’de yerleşir. Manjunatha’nın mantraları da yedi theerthas *Tapınaklarda Verilen Kıymetli Su* olur. İlerledikçe anlatacağım.

      Hatırlatayım Tanrı Shiva: Hinduizm’in üç tanrısından, yeryüzüne insan olarak indirildiği kabul edilen tanrıdır. Evrenin yıkımını yok oluşunu ifade etse de ardından mutlaka yeniden doğuş gelecektir, dolayısıyla dönüşümü de temsil etmektedir. Zaten adı Sanskritçe Shiva (iyilik sever) anlamındadır. Tapınağın ilk yapımı elbette ahşaptan ufak bir Budist manastırdır ve 10. yüzyıla denk geliyor. 14. yüzyılda da tamamen taştan yeniden yapılmış. 

      Evet tapınağa giriyoruz içerden müzik sesi geliyor. Bir sahne ve önünde sıralanmış, bir kısmı hanımlar tarafından doldurulmuş sandalyeler var. Arkalarındaki pankartta Kadri Manjunatha Temple’ın katkılarıyla 70.Yıl Dini ve Kültürel Festival kutlanıyor yazıyor ve sahnede Mallaka müzik grubu yer alıyor. İlk karedeki hanımın giysisi geleneksel giyim birçok hanımda vardı.

      İçeri doğru ilerlerken yemekhaneden geçtik. Yemekler kocaman kazanlarda yapılmış bitmiş ama yine bir yandan da yeniden yapılıyor. 😁 

      Hemen sağımızda bir tapınak daha vardı. Evet tapınak içinde tapınak. Shiva’nın oğlu Fil başlı Ganeşa’ya adanmış. Kapısında Sri Maha Ganapati Tapınağı yazıyor. Neden fil başlı hikayesi hatırlayalım.

      Tanrı Ganeşa; Shiva’ ile Parvati’nin oğlu, bilgi ve hikmetin tanrısıdır. Birçok yerde karşımıza çıkabilir zira halkın en rağbet ettiği tanrıdır. Baba tanrı Shiva çok uzun bir yolculuktan döndükten sonra karısının yanında ilk kez gördüğü Ganeş’in kendi oğlu olduğuna inanmamış ve kafasını kesivermiş. Karısı Shiva’ya -O bizim oğlumuzdu ne yaptın! der 🤦‍♀️ ve oğlunu yaşatması için baskı yapar. Shiva, Ganeş’in ormanda karşılaşacağı ilk canlının kafasını alırsa yaşayacağını söyler. Böylece Ganeş ormanda ilk karşılaştığı hayvan olan filin kafasını alarak yaşamına devam eder… Ganeş’in kullandığı araç yani alameti farikası Fare’dir. Hindistan’da girebildiğiniz her evde mutlaka rastlayacağınız bir tanrıdır. 

Mangalore- Sri Maha Ganapati Tapınağı
Mangalore- Sri Maha Ganapati Tapınağı

İnananları daha içeri adım atmadan yere el sürüp alınlarına götürüyorlar, sonra da namaste der gibi ellerini önde birleştirip çenelerine götürüyorlar. 🙏 Tam karşıda biraz karanlık kalıyor ama yine de görünüyor, gümüş renkli Ganeşa’yı çiçeklerle süslemişler. Bir hazırlık içindeler. Yan tarafta da tütsü yanıyor sandal ağacı miss gibi kokuyor.

Önünde oturanlar Guru olmalı, bir kaptan su alıp insanların açılan avuçlarına damlatıyor onlarda suyu içiyorlar. Bir kapta da verilen yardımları topluyorlar. Bu işler her yerde yardımla yürüyor. 😊

      Hemen arka tarafa doğru yürüyoruz. Karşımıza çıkan merdivenler bakalım bizi nereye götürecek. Derken çiçek satan bir teyze ile karşılaşıyoruz. Önündeki yaprak ve çiçekleri satın alanlar tapınaklardaki hangi tanrıya inanıyorlarsa ona sunuyorlar. Gülümsemek insanı nasıl güzelleştiriyor. 😊❤️

      Betonla çevrili yeşil suyu olan havuzlarla karşılaştık. İnananlar yıkanıyor. Tanrılarının huzuruna çıkmadan önce bu kutsal su havuzunda yıkanmaları gerekiyormuş. Daha doğrusu arınıyorlar. Her taraf muz ağaçları ile çevrili. Birazdan da yukarı doğru çıkacağız.

      Daha önce bahsetmiştim. Shiva Reenkarne olup Manjunatha adını almış ve buraya Kadri’ye yerleşmişti. Manjunata’nın da mantraları yedi theerthas *Tapınaklarda Verilen Kıymetli Su* dur demiştim. İşte bu Theerthas’a gelen kaynak suyun menbası Himalaya Dağları’ndaki Gangotri buzulu. Himalaya Dağları’ndaki Gangotri buzulu eriyor ve 3 bin kilometreyi bulan uzunluğu ile önce Bhagirathi Nehri’ni oluşturuyor. Daha sonra Bhagirathi Nehri ve Alaknanda nehri birleşip Ganj nehrini oluşturuyor. İşte Ganj’ın bir kolu olduğuna ve buraya kadar geldiğine inanılan bu kaynak suyuna da Gomukha Bhageerati Teertha deniyor… Ve birazdan göreceğimiz bir öküzün ağzından akıp değişik ebattaki bu havuzlara dökülüyor. Tam 9 tane saydım ama arınılan havuz sayısı 7. Yukardan çekilen görsel için eşim Önder Kaplan’a teşekkürlerimle. 💞

      Havuzları biraz geçince Gomukha’nın aktığı yere geliyoruz. Ben önce çıkmıştım kimse yoktu biraz bekleyince su dolduran bir inanan geldi. Suyun üst kısmında oturan bir guru vardı bağış kabul ediyordu. Yanında da Gorakhanath heykeli var. Gorakhnath aziz mertebesine yükselmiş Kundalini Yoga öğretisini oluşturduğuna inanılan Hindu *Maha Yogi* en büyük Yogidir.

     Ellerindeki küçük taslara su doldurup son fotoğrafta görülen merdivenlerden yukarı çıkanların ben de peşlerindeyim. 😁

      Yukarı çıkınca güzel süslü bir yapı gördüm. Sonra Lord Shiva’nın lingam sembolü Shivalingam olduğunu görünce de buranın da bir tapınak olduğu belli oldu. Demiştim tapınak içinde tapınaklar da var… Maha Shivaratri Festivali  kutlanırken dilekler bu tapınakta dileniyormuş.

      Kutsal suyu bu Shivalingam’a dökme işlemine *Abhishekha * deniyor. Bir de *Bael* yaprağı ile *Yekka * denilen çiçek sunuluyor. Shivalingam’a bu ritüellerin yapılması ile tanrının iyiliğini kazanacakları inancındalar. Özellikle de çocuğu olmayan kadınlar kendileri ve eşleri için dua ediyorlar.

      Artık aşağıya inmek gerekiyor. Karşımda devasa boyutta bir hatta iki adet direk var ve birinde sanki kukla asılmış. 😅😅 Önce fotoğrafları görün hak verirsiniz.

      İlk bronz olan Deepa Sthamb ışık direğidir. Diğeri de her tapınakta mutlaka bulunan bayrak direğidir. Bayrak direklerinin tepesine bulunduğu tapınak kime adanmışsa onun alametifarikası (yani ayırıcı niteliği) asılır. Bu tapınak Shiva’ya adanmış olduğu için bayrak direğine asılan da Garuda’nın sembolüdür. Garuda’da Shivanın avatarıdır.

      Alttaki fotoğrafta tapınak girişindeki bayrak direği önünde de çiçek koyup dua ediyorlar. Çünkü tepede tanrı avatarı olan Garuda var. Dikkat ederseniz bir adamın üstüne de su döküyorlar. Bilgin bir kişi hastalığına şifa bulmak için gittiği tapınakta gölette arınıp ıslak giysileri ile ibadet etmiş ve iyileşmiş. O inançla havuzda yıkanıp gelmeyenleri de burada su ile kutsuyorlar. Diğer fotoğraftakiler de yanılmıyorsam Vishnu ile Parvati’nin temsili şekilleri olmalı.

      Bugün 21 Ocak yıllık Jathra Mahothsava tapınak festivalleri haftaya 26 Ocak’ta başlayıp ay boyunca devam edermiş… Güneş tanrısının Oğlak burcuna geçtiği dönemin sonunda başlıyor. Hazırlıklar son sürat. Bu arabalara tanrıların sureti artık heykel diyeyim konuyor tapınak çevresinde belirli dört noktadan dolaştırılıp görkemli bir geçit töreni yapılıyor. Dokuz gün süren festival Theertas banyo ile başlıyor. Aynı gün ışık direği yakılıyor. Araba geçit törenin ardından yedinci gün Maha Anna Samtharpaney denilen toplu yemek veriliyor.

      Ayrıca her yıl kutlanan Maha Shivaratri festivali var… Hiçbir inananın kaçırmadığı en önemli, ruhani değeri büyük festivaldir. Tanrı Shiva ile Parvati’nin evlendiği gün oluşu, Lord Shiva’nın şeytanlar tarafından çalkalanmasıyla köpüren okyanusun *Kshir Sagar*ın saçtığı zehiri yutarak insanlığı korurken Neelkantham yani mavi-boğazlı hale geldiğine inanılan gün olması ve Shivaratri’nin Hindu takviminde Tanrı Sadashiv’in *Lingodbhav Moorti* olarak ortaya çıktığı yeni ay günü oluşu festivalin önemli kutlanma sebeplerindendir.

      Bu festivalde Tanrı Shiva’ya*Bilva* yaprağı ile *Yekka * denilen çiçek sunuluyor demiştim. Bu yekka çiçeğini Shiva’ya sunarlarsa dualarının mutlaka olacağına inanmışlar. Böyle bir inanç nedeniyle yekka çiçeği de aşırı talep nedeniyle karaborsaya düşermiş. Haklılar tabii Tanrı Shiva’ya yılda sadece bir tek bu Maha Shivaratri festivalinde sunuluyor. Allah kabul etsin… 💞

 

      Çıkışa doğru gidiyoruz. Yine bir tapınak, bunlar hiyerarşik sıralamada daha altta yer alan tanrılara ait. 🤷‍♀️ Küçük birer oda şeklinde yapılmış içine girilmiyor. Guru’lar kapının önünde oturuyorlar ve bağış kabul edip inananları kutsuyorlar. Bunlardan biri üstündeki yazıyı Google ile  çözebildiğim şekliyle; Laksimi Narayan’a adanmış bir tapınak. Tanrıça Laksimi iyilik, güzellik tanrıçası aynı zamanda Vishnu’nun eşidir. 

      Alttaki ilk fotoğraf; Tapınağın ana Tanrısı Manjunatha’nın sol yardımcısı Swamiye Saranam Ayyappa’ya adanmış. Diğeri yine Manjunatha’nın bu sefer sağ yardımcısı Malaraya Deva’ya adanmış tapınaklar.

      Bu tapınak da Shiva’ya adanmış, yanındaki altın yaldızlı rölyef  Shiva’ya ait üst rölyeflerde de zaten Nandi’yi görüyoruz. Çevresine neşe saçan anlamına gelen Nandi Shiva’nın kutsal Boğa’sı, binek hayvanı olarak avatarıdır. 

     Evet alttaki ilk fotoğrafta yılan*naga* ikonları var. Vhisnu’nun çok ilginç bir enkarnasyonudur. Çoğunlukla beş veya yedi başlı bir kobra olarak betimlenen tüm yılanların  kralı *Ananta-Shesa*dır. Ve tüm yılanlar Vishnu’ya tapar. Artık çıkmak üzereyken gözüme çarpan diğeri Tanrı Hanuman’a adanmış tapınak. Hanuman, Shiva’nın ölümsüzlükle kutsadığı maymunlar kralı Kesari ile lanetinden arınıp yeraltı cennetine giden Anjana’nın oğludur. 

     Artık çıkışa gidiyoruz. Hintliler fotoğraf çektirmekten çok hoşlanıyorlar demiştim. Rikşa durağındaki şoförleri çekmeden olmazdı.😁 

Mangalore- Kadri Manjunatha Temple
Mangalore- Kadri Manjunatha Temple Rikşa

      Daha gezilecek iki yerimiz var. Onları da ikinci bir yazı konusu yapacağım. Umarım tapınaklardan sıkıntı geldi dememişsinizdir. Çok renkli ortamlar değişik kültürler izlemesi de keyifli… Mangalore’den biz ayrılmıyoruz. Siz de benden ayrılmayın. 😉 En kısa zamanda görüşünceye kadar sevgiyle kalınız. 💞💞💞