Agra kalesinden çıktık 4 saatlik yolumuz var. Yine sağa sola bakıyor, ya da uyuyoruz. Benim malum gözüm genel de yollarda. İşte mesela fotoğrafı yok ama Formula 1’in pistini gördük. 🙂 Dünyanın sayılı pistlerinden biri ve Hindistan bu sayede müthiş para kazanıyormuş.. Trafik İngilizlerden kalma olduğu için soldan akıyor. Bir trafik çevirmesine rast geldik bizi durdurmadı. Durduğu bir arabanın evraklarına bakan polisin elinde cop yerine beyzbol sopası vardı. 😦 Nihayet akşam üstüne doğru Delhi’ye vardık. Malum 240 km Hindistan Otoyolları’nda 4-5 saat anlamına geliyor. 🙂
Otobüsle otele gitmeden kısa bir şehir turu yaptık.
DELHİ
Mumbai’den sonra Hindistan’ın ikinci büyük ve turistik şehri. Delhi eyaletin, New Delhi de başkentin adı. Yani biz şimdi başkent olan Yeni Delhi’yi geziyor olacağız. Delhi tarihi boyunca değişik imparatorluklar tarafından kurulmuş 8 şehirden oluşuyor. Her hükümdar bir şehir kurmuş ve kendi isimlerini vermişler; Cihanpanah, Tuğlukabad, Firuzabad gibi. 1639 senesinde Şah Cihan, Şahcihanabad şehrini kurmuş, başkenti buraya taşımış yani şimdiki eski Delhiye. Yeni Delhi ise İngilizler tarafından 1911’de kurulmuş. Şu anki Delhi de Old Delhi ve New Delhi diye 2 ye ayrılıyor. Old Delhi anlaşıldığı üzere tarihi anıtsal yapılarla dolu. Ülkenin bölünmesinden önce, nüfusunun çoğunluğu müslüman olan ve Urdu dili konuşulan şehirde bölünmenin ardından çoğunluk Sih’lere ve Hindu’lara geçmiş.
Yeni başlamış inşaatlar var her yer delik deşik meğer metro yapımı devam ediyormuş. 2 büyük AVM vardı.Yerleşim yerleri şehrin iç kısımlarında kalmış, çeperde genellikle iş merkezleri var. Kirlilik fazla değil, sokakta yaşayanlar fazla değil. Biz Delhi’ye güneyden giriş yapmışız. Yaklaşık 19 milyon nufüs var ve yine 2-3 milyon kişi çevre yörelerden gelip çalışıp gidiyorlarmış (İstanbul gibi dediler). Yine trafik keşmekeşliği kornalar habire çalıyor etraf rikşa dolu. 🙂 Aaa yanmış bir araba yolun ortasında öylece duruyor.
Alt ve üst geçitler yapılmış üstelik plastik malzeme ile de kapatılmış. Viyadükler var. Elektrikli tren geçti ve gayet de güzel. Yani büyük gelişme varmış ama nüfus çok olduğundan yeterli değilmiş.
Yaşlı insanlar vardı beyaz çarşafı pantolon gibi dolamış meğer hacet gidermesi böyle daha kolay oluyormuş, iç çamaşırı falan giymezlermiş. :))) Parkları çok güzel her taraf Begonvil dolu, henüz tek bir maymun bile görmedik :))))
Çanak anten ile cep telefonu baz istasyonları hemen hemen bütün çatılarda. Agra’da Red Fortu gezdiğimiz için Delhi’dekine girmedik. Dışardan oldukça görkemli görünen bu kaleyi gezmek için 4-5 saat ayrılması gerekiyormuş. Yine de vakit yerel saat ile 16,30 sanırım önce Kutb-Minar gezilecek sonra otele döneceğiz. Read more