Bugün güzel bir Mexico City sabahındayız. Cancun’a uçmak için hayli zamanımız var. Uçak saatimiz 19:57 kahvaltı sonrası biz de şehir turu yaptık ve Meksikalıların sokak yaşamlarını az da olsa gözlemlemiş olduk. Önce otelin arka tarafını dolaştık, sonra Özel Meksiko acı sos için pazarı dolaştık. Gerçekten çok renkli ve sıcak kanlı insanlar. Birlikte gezelim haydi.

Satış mağazasının grafitisi çok güzeldi.

Meyve suyu sıkıp satan bir baba ve çocukları. Hijyen mi? 🤦♀️ hak getire.

Ara sokaklardan manzara.


Meksika’da günün her saatinde yemek yiyecek bir yer bulunur. İşte burası gerçi öğle yemeği saatine daha çok var ama müşteriye hazırlık çoktan başlamış. En meşhur yemekleri veya bizim tabirimizle dürümleri Tortilla. Etler hazır araya konan sebze veya salata hazır. Bizim lavaş gibi düşünebilirsiniz içine bol baharat ve acı da kullanıyorlar. Tortilla dürümün mısırlı çıtır olanının adı da Taco. 😋 Ben Taco’yu otelin kahvaltısında yedim bayıldım.


Kaset ve film ya da bilgisayar oyunları, envai çeşit oyuncaklar, Çin pazarı gibi.

Bu tezgahta da Tortilla var ama patates kızartması da var. Yani garnitür çeşidi bol.

Yerel el ürünleri de hayli güzel.

Bu beyefendi de kendi imalatı kumdan yapılmış manzaralı çerçeveleri satıyordu ve bize yerel gazetede çıkan röportajını gösterdi.👏👏


Otele dönüyoruz havalimanına gideceğimiz otobüsü bekletmeyelim son Mexico City karesi olsun. 🙋♀️🙋♀️

Otelimizden ayrılıyor ve havalimanına gidiyoruz. Yerel havayolları ile 3.5 saatlik uçuş sonrası Karayip Denizinin en güzel kıyılarına sahip olan Cancun’a varıyoruz. Renk nasıl? Tam turkuaz mavisi. 🦋🦋🦋

Ancak otelimize ulaşmak için daha 1.5 saatlik yol gideceğiz. Playa del Carmen bölgesindeki otelimize geldiğimizde vakit de hayli geçti ve yol yorgunluğu ile bizim çevreyi dolaşacak halimiz de kalmamıştı. 🤪
Sabah erken saatte Kahvaltı sonrası yine 2.5 saat yol aldıktan sonra Yucatan yarımadasında yeralan Chichen Itza antik kentine vardık. Yucatan yarımadası 65 milyon yıl önce dinazorların da ortadan kalkmasına neden olan 250 km çapında bir göktaşının vurmasıyla ortaya çıkmış. Yucatan yukarı kısmı düz, yüksekliği olmayan bir yarımada. Yağmur ormanları çok dolayısı ile girilmesi zor yerlerde 52 değişik tür yılan varmış ve Maya kültüründe yeraltı tanrısı olarak kabul edilen Jaguar da burada yaşıyormuş. Rehberimiz bilet alacak sonra turnikeden geçeceğiz.
Chichen Itza adı, “Itza’nın kuyusunun ağzında” veya “su büyücüsünün olduğu kuyunun ağzı”anlamında kullanılan Maya dili terimidir. Meksika’nın en iyi restore edilmiş arkeolojik alanlarından biri ve ülkenin en popüler turistik merkezlerinden de biridir. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Chichen Itza’nın yılda bir milyondan fazla ziyaretçisi var. Yemyeşil bir alanda ilerliyoruz. Sabah erken olduğu için henüz fazla kişi yok.
Yukarıdaki yazıyı sevgili oğlum Deniz’in tercümesiyle size aktarayım. 😍 (teşekkürler canımın içi)
Başkent Itza, Klasik dönemin sonu ve erken Klasik sonrası dönemde Yucatan bölgesinin güç merkezi olmuştur. (siyasi ve dini)
Yucatan peninsula’sının kuzey düzlüğünde yer alır ve kısıtlı olmasına rağmen güvenilir su kaynaklarıyla bağlantıya sahiptir. Ayrıca güneyinde, dinamik nüfusunu desteklemeye yetecek geniş tarım arazileri bulunmaktadır. Şehir, tuz ve gemi ticaretini yönetmesinin yanında tobasco’dan Amerikaya kadarki deniz trafiğine de egemen olmuştur. Askeri güç, bu kontrolün sağlanmasındaki esas unsuru oluşturur ve şehrin resmedildiği tablolarda belirgin şekilde ifade edilmiştir. Buna benzer şekilde kutsal Cenote de tanrıların dünyasına geçiş kapılarından biri olarak öne çıkartılmıştır. Bu yaklaşım, şehri ve yerleşik halkı, gerçekleştirilen kurban etme ayinleri yoluyla, kontrol altında tutmak ve saldırgan düşmanları uzak tutmak amacıyla kullanılmıştır.
Şehrin bölge Başkenti olarak yükselişi ve zenginleşmesi Mezoamerika döneminin görece sonlarına doğru gerçekleştirmiş ve Teotihuacan ’nın düşüşü ile Güney Maya merkezlerinin zaman içinde gerilemesiyle mümkün olmuştur.
Bununla birlikte, Chichen bölgesindeki insan yerleşimine ait bulgular, Cenotes yakınlarında köy veya kasabaların ilk kurulduğu zamanlara denk gelen, M.Ö. son bin yıla uzanmaktadır. Ancak bölgenin günümüzdeki görünüşüne denk şehirsel boyutlara ulaşması M.S. 650 veya 800 hatta 1200’leri bulmuştur.
Yükselen ilk yapılar, Uxmal, Kabah ve Sayil gibi tipik Maya şehirlerindeki, Puuc tarzından esinlenilmiştir. Lakin hemen ardından, Puuc’u temel alarak üzerine Meksika’nın diğer bölgelerinden özellikle Gulf sahili ve Merkezi Plato’ya ait konsept, form ve resimleri dahil ederek bu iki mimariyi harmanlamış ve böylece tarzları sentezlemişlerdir.
Chichen Itza’ın gerilemesi, Mayapan’ın Yucata’nın yeni güç merkezi olarak öne çıkmasıyla bağlantılı olarak onüçüncü yüzyılda olmuştur. Buna rağmen, onaltıncı yüzyılda, Kukul Khan Tapınağı ve Kutsal Cenote, kahinlere danışmak için Chichen’e gelen büyük tören alaylarına, koca şehrin diğer binaları çoktan terkedilmiş olduğu halde, ev sahipliği yapmıştır.
Alttaki *alıntı* fotoğrafta da bugün gezeceğimiz bölge ve Cenote kuyusu (ben sarı ile çizdim) dahil gösterilmiş. Fotoğraflarla gezimizde yol gösterici olacak. Haydi gidelim.
Soldan başlıyoruz çokça yerel eşya satan tezgahlara rastlayacağız. Magnetsiz olamam.
Hala bahçe çalışmaları var. Ortam çok güzel ve gizemli, ağaçların arasından görünen piramit hayli yüksek.
Eveeeet inanılmaz güzellik.
Ama biz önce oyun sahasını göreceğiz. Meksika’nın; bilgisayar oyunlarına bile giren meşhur antik oyunu: Pok-A-Tok’un oynandığı saha. Mezoamerika’nın en büyük sahası (Great ball court) kadar olmasa da ne kadar büyük bakınız. 🙇♀️
Mayalar bu oyuna Pok-A-Tok, Aztek’ler Tlachtli diye adlandırıyordu (Juego de Pelota -top oyunu demek) bugünlerde ise çoğu insan, bu oyunu Ulama olarak adlandırıyor. Ve yeniden yaşatmaya başlamışlar.
Mayalar çok iyi sporcuydular ve bu oyunu oynamak için devasa boyutlu oyun sahaları yapmışlardı. Chichen Itza’daki bu sahanın uzunluğu 83m yüksekliği 8.2 m ve birbirinden 27 metre uzaklıkta paralel iki duvarı var. Gördüğünüz gibi üstü açık her iki uçta da yükselen tapınaklar var. Sahanın en büyük özelliği de bir uçtan diğer uca ses dalgaları aynen iletiliyor, rüzgar bile sesin iletilmesini engelleyemiyor. Duvarlarda taş delikler görülüyor.

Biraz oyundan bahsedeyim; Kuralları ve kazandıkları puanlar hakkında çok az şey biliniyor. Bilinenler de antik kalıntı ve buluntu vazolardanmış. Tamamen dini bir ritüelin parçası gibi. Oyunun topu ağır bir lastik (muhtemelen kauçuk olmalı) oyun sırasında topu elinizde tutamazsınız sadece kollar ve kalça ile atışları yapıyor topu duvardaki taş delikten geçiriyorsunuz ki bu taş delik yerden 8.2 m yukarda. Oyuncular ahşap ve deriden yapılmış geniş ve ağır bir kemer, kalçaları ve dizleri ile kafalarına da kask takarlardı. Tüm bunlara rağmen, oyunun hızı ve topun ağırlığı nedeniyle çok zorlu bir oyundu. Kazanan takım kaybeden takım tarafından kurban ediliyor, kaybedenler zaten kurban. Zira başı kesilmiş oyuncuları resmeden duvarlardaki rölyefler, oyunların ölümüne oynandığına işaret ediyor. O kadar silinmiş ve yıpranmıştı ki rehberimiz su döktü de şekiller biraz belirdi. Zamana yenik düşmüşler.😔
Bu durum bize garip gelen bir sonuç veya ödül olsa da Mayalar cennete ulaşmak için geçmeleri gerektiğine inandıkları 13 adım yerine cennete bu oyunla doğrudan gitmeyi şeref sayıyorlardı. Ayrıca artık biliyoruz ki; akan kan güneşi besledi ve ışınlarının yeryüzünü aydınlatmaya devam etmesini sağladı.
Alttaki fotoğrafta görünen güney duvarın üstü ve arkası da jaguarlar tapınağı.

Oyun alanı dört bölüme ayrılmış ve dünyayı simgeliyor. Bu uzunluk da güneşin dünyaya can vermek için güneşin doğudan yeniden doğmadan önce yer altından geçmesi gereken yolu temsil eder. İki takımın oyuncularının karşılaşması bir bakıma gün ve gece arasındaki farkı temsil eder. Karşılıklı uzun kenarların sonunda da birer tapınak mevcut. Gerçi bana göre kral locası daha uygun düşüyor. 😄 Manzara çok etkileyici ama oyunun nasıl oynandığını ve sonunu düşününce ürperiyorsun. 🤦♀️


Hava çok sıcak güneş tepemizde 🤯 ne gam gezmeye devam. Rotamız sağa doğru. Karşımıza Kartallar ve Jaguarlar sunağı çıkıyor. Hem Maya hem de Toltec stillerinin bir arada kullanıldığı platform, 900 ile 1200 yılları arasında inşa edilmiş. Dört bir tarafında, her birinden platformun tepesine çıkan bir merdiven var. Burada da yine korkuluklar tüylü yılan kafası ile başlıyor. Yapının duvarlarında sadece insan figürleri var. Alt kısımlarda da insan kalbini pençelerinde tutan Kartallar ve Jaguarlar resmedilmiş. Uzaktan çekimle anca bu kadar görünür oldu. 😊

Bu arada alttaki fotoğrafta ava giden ben de avlanmışım. Neyse ki yan taraftan bizim yağmur tanrısı Chac Mool görünüyor. 😌

Karşı duvar boydan boya kurukafa ile dolu. Savaşçılar sunağı, duvara savaşçıların (cennete gidenlerin) kafalarını işlemişler. 💀💀💀 O kadar çok ki şaşkınlıkla izliyoruz. Tzompantli denilen ve Toltekler tarafından yapıldığı sanılan bir tür Kafatasları Duvarı- platformu. 🤷♀️
Yakından görünümü aşağıda.


Sola doğru bakınca yine güzel bir piramite rastlıyoruz. Ossuary piramiti- el osario o tumba del gran sacerdote-aynı zamanda Büyük Rahibe Mezarı olarak da bilinir. Bu yapı 10 metreden daha yüksek ve Kukulcan Piramidi’ne çok benzeyen dokuz kademeli gövdeden oluşmuştur. İçinde 12 m derinliğinde bir mağara keşfedilmiş.

Nihayet Maya’ların en büyük arkeolojik alanlarından biri olan Chichen Itza’nın en etkileyici piramiti El Castillo veya Kukulcan piramiti, bizleri zamanda geri götürecek heybetli yapısı ve karmaşık taşlarıyla karşımızda. Ortam büyüleyici.

Aldığımız bilgileri aktarayım sonra gelsin fotoğraflar. 🙋♀️
El Castillo, İspanyolca’da “kale” demektir. Mayaların olduğuna göre ve tüylü yılana (yani Quetzalcoatl) ithafen yapıldığına göre biz de Kukulcan diyeceğiz dedi yerel rehberimiz. Asıl yapım amacının Astronomik olaylar için olduğunu da söyledi. Diğer pek çok Maya tapınağında olduğu gibi, bu da eski bir tapınağın üzerine inşa edilmiş. Arkeologlar 1930’larda o en eski tapınağın basamaklarını bulup takip etmişler ve jaguar şeklinde bir taht ile insan heykelini bulmuşlar.

MS 850 civarında inşa edildiği tahmin edilen tapınak, tabanından itibaren 79 ft yani 24 küsur metre bir de üstündeki bina ile toplam 30 m yüksekliğinde kare tabanlı ve 9 stepli. Basamaklar geniş ya step deniyor bilirsiniz. 😉 Birkaç sene önce yaşlı bir turist düşüp hayatını kaybedince piramite çıkmak yasaklanmış. Aslında hepsinde tel çevirme çit var yaklaşmak bile yasak. 😔 Fotoğrafta gördüğünüz merdiven dört bir tarafta mevcut. Ama sadece sağ tarafta yani batı daki merdiven (veya korkuluk diyelim) kısımları aşağıda yılan başı fresk ile sonlanıyor.

Kukul Khan Piramidi, astronomik amaçlar için inşa edildiğini söylemiştik ve ilkbahar ekinoksunda (20-21 Mart) ve sonbahar ekinoksunda (20-21 Eylül) saat 15:00 civarında, güneş ışığı piramidin ana merdiveninin batı korkuluğunda ışık oyunlarıyla aşağı doğru sürünen bir yılanın gövdesini taklit ediyor, merdiven dibindeki yılan başı ile birleştirip tipik bir süzülen yılan görüntüsü oluşturuyormuş. Alıntı bir fotoğraf koyayım daha iyi anlaşılır. Yani tüylü yılan Kukul Khan’ın sembolik inişi oluyormuş.

Piramitteki dört merdivenin her birinde 91 basamak var bu da 364 gün sayılır. Yılın 365 gününü tepedeki platform ile tamamlarlar. Hayli etkileyici.

Hemen arkamıza döndüğümüzde de güzel bir yapı; Savaşçılar Tapınağını var. Temple of the Warriors-Savaşçılar Tapınağı, Chichen Itza’daki en etkileyici ve önemli toplantılar için yeterince büyük olan bilinen tek geç klasik Maya binasıdır. Bu tapınak da eski tapınak üstüne yapılmış. Tapınak güney ve batı cephelerinde 200 yuvarlak ve kare sütunla çevrili dört platformdan oluşuyor.Tüm kare sütunlar Toltec savaşçılarıyla alçak kabartmalarla oyulmuş.
Warriors Tapınağı’na her iki tarafta düz, kademeli bir rampa bulunan geniş bir merdivenle çıkılıyor (artık çıkılmıyor) ve her rampada bayrak tutacak standart taşıyıcı figürler bulunmaktadır. Ana girişten önce bir Chaac Mool yağmur tanrısı konumlanmış. Fotoğrafta belli olmuyor.

El Caracol:(salyangoz) *Yapı, şekli ve bazı muhtemel astral birleşmelerinden dolayı Gözlemevi olarak bilinir. Venüs gezegeni ile ilgili astronomik olaylar ve ekinokslar sırasında güneşin batması üst bölümdeki üç pencereyle ilişkilendirilmiştir. Caracol (kabuklu) adı binanın üst kısmına açılan spiral merdivenlerden gelir. Bir dizi altı üst üste binmiş yapı tespit eden Carnegie İnstitüe tarafından 1925-1931 yılları arasında araştırılmıştır. Yapımının, Terminal Klasik ve Klasik sonrası ilk dönemler arasındaki ara dönemden kalma olduğuna inanılmaktadır. Üst platformdaki büyük açmalar, didaktik amaçlı kullanılan birleştirilmiş kazı örnekleridir* der yanındaki açıklama levhada…
Tercüme için teşekkürler canımın içi oğlum Deniz’im.😍

Biraz etrafıma bakındım kendi halinde işleme yapan yerli bir hanım, satmak için elişi hediyelik eşya yapıyor görüntü harika.

Acıktık Mehmet Rehberimiz sizi çok güzel bir yere götüreceğim dedi. Peşine takıldık etrafı da es geçmedik. Bakın ne güzel görüntüler vardı. 🤩 Ahşap oymacılıkta üstlerine yok bence.





Canlı parlak renkleri çok seviyorlar benim gibi. 💞😊


Şu tişört satan adamın görüntüsüne bayıldım. 😊 Poz ver desen böyle denk gelmezdi.



Yemyeşil bir ortamda ilerliyoruz nem yoğun. Ik Kil Arkeoloji parkındayız etrafta çok güzel ağaçlar ve harika renkli kuşlar var.

Etraf kalabalıklaştığı gibi mayolu turistlerle dolu. Sürpriiiz işte Cenote imiş. Adı da Ik Kil🤷♀️

Cenote Ik Kil; Bildiğimiz Obruk. Yer altı suyunun, karbondioksit ile birleşimi sonucu karbonik asit oluşur. Bu asit kireç taşının yoğun olduğu toprakları zamanla çözerek yer altında mağaralar oluşmasına neden olur, bir müddet sonra bu mağaraların tavanı çöker ve yuvarlak derin doğal su çukurları oluşur. Yucatan havzasında çokca Cenote varmış.

Baktım arkadaşlar da geliyor kimsenin suya gireceğini sanmıyorum. Herkes Playa del Carmen’de turkuaz denizin sularında serinlemeyi düşünüyor.💃💃💃

Cenote Ik Kil; Bu Cenote yalnızca insanlar için su kaynağı değil, aynı zamanda kutsal hac yeri olduğu için önemliydi. Hatta Tüylü Yılan’ın doğduğu yer kabul ediyorlar. Araştırmacılar kuyunun dibinde insan cesetleri ile çok değerli yeşim taşları bulmuşlar. Bunun sebebinin de yağmur tanrısı Chaac Mool’a verilen kurban ve hediyelerin olduğu sanılıyor.
Merdivenler çok ıslak ve kaygan ben dönüyorum fotoğrafı tepeden çekeceğim. Nasıl keyifle yüzüyorlar. Tatlı suyun kaldırma gücü az olduğundan yüzmek zordur.🏊♀️🏊♀️

Bu doğal kuyu neredeyse mükemmel bir şekilde yuvarlak haylide yüksek ve su olarak derinmiş. İnsanları serinlemeye bırakıp acıkan karnımızı doyurmaya gidiyoruz. Giderken de Meksika’nın dünyaca tanınan içkisi Tekila satış yerinden ön bilgi ile kurtçuklu Tekila alıp çıkıyoruz. 💃 Tekila, adını Jalisco Eyaleti’nde bulunan Tequila kasabasından almış.
Tekila bizim bildiğimiz kaktüs çeşidinden değil ama bildiğimiz Paşa Kılıçına benzeyen Agave’nin 400 küsür çeşidinden biri olan *mavi Agave* den distilasyon yöntemiyle elde ediliyormuş. Bir de yine Agavenin bir başka çeşidinden elde edilen Mezcal içkinin içine bitkinin kökünde yerleşen kurtçukları uyanık bir Meksikalı içine koymasıyla yayılıyor, tam bir ticari zihniyet yani. Aldık. 🤦♀️

Ünlü Aztek halkının geleneksel mezesi olan Guakamole’yi çok beğendik. İçeriğindekiler; avokado (püresi) biraz bezelye, az kişniş ve baharatla hazırlanmış. Üstüne azıcıkta limon da ekledik proteinden zengin tam bir lezzet bombası oldu. 😋 Sırada Playa del Carmen de sahile inmek var. Otele dönüyoruz o hızla sahile yürüyoruz. Karayip denizine hiç olmadı ayaklarımızı sokalım o güzel kumlarında yürüyelim değil mi?💃💃💃 Karayip korsanları hala var mı? bakalım. 😁 Bundan sonra az yazı çok görselle dolaşacağız umarım sıkılmazsınız. Ama gerçekten de keyifli bir gezinti olacak bana güvenin. 😇 Sahile inen yolda karşılaştığımız bize hiç yabancı olmayan dilencilerden biri ile devamla…

Playa Del Carmen,Daha çok Avrupalıların olduğu ve görkemli villa ve otelleriyle ünlü sahil kasabası demiştik. Sahil kasabası olup da kafesiz, motorsikletsiz yeri olur mu?



Meksikalı yerel halkın da bizden farkı yok çoluk, çocuk yayılmışlar. 😍 😍

Cancun’un beyaz kumları kumlaşmış mercan parçalarıdır ve güneşe rağmen kurumazlarmış.


Karayip denizi turkuaz rengiyle haydi gel der de; ben ayaklarımla bile olsa girmez miyim? 😎 çaktırmayın böyle idare ediyorum. Güneş felaket yakıyor. 😅

Şimdi otelde biraz dinlenip gece gezmesine rahatça çıkalım. Otelimiz çok güzeldi. Las Golondrinas Otel.

Tarih 24 Aralık 2018 olunca yılbaşı yaklaşmış demektir. Çam ağacı süslensin. 💃💃💃 Altında selfiler çekilsin.

Ne sattıklarını öğrenemedim. Değişik çerezleri vardı.

Çığırtkanlar çoğunlukla kızlardı.


Burada daha önce Çin’de rastladığımız balıklı ayak sağlığı yapılan havuz vardı. 🐟🐟🐟

Küba’ya gitmeden puro nasıl sarılır burada izledik sayılır.

Ernesto Che Guevara yorumsuz.


Cafe ve barları güzel, marka dükkanlar var, gece klüpleri çok süslü rengarenk bir yer.



Bu şahane restoranın adı Frida Kahlo. Alt kısmında da müze yazıyor belli ki, resimlerini sergiledikleri bir galeri var.


Sanatkarlar sokağındayız.


Bir gezi yazımın ve bir büyük ülkenin sadece birkaç şehirini gezmenin de sonuna geldik. Belki yorulduk ama hayalimizde yaşattığımızdan daha çok şey görüp yaşadığımız için çok keyifli ve mutlu olduk. 🤩💞 Hayli uzun bir yazı olsa da buraya kadar gelebildiyseniz bana güvenmiş ve keyif almış olmalısınız. 😊 Bu kez bir güzelle veda edemiyor olmak istemezdim. Ama çok güzel kızlar vardı da ben mi çekmedim. 😂🤓
Sevgiyle kalın, Küba’da buluşmak üzere…